Fatih Atan’ın Düzce Konuşması

07/06/2012. İSTANBUL. Değerli okuyucular, 01 -02 Temmuz 2012 Tarihleri arasında Dünya Abhaz – Abazin Kongresi (ABAZA), Kafkas – Abhazya Dayanışma Komitesi (KADK) ve Düzce Abhaz Kültür Derneği’nin 20. Kuruluş Yıldönümleri nedeni ile Düzce’de düzenlenen yıl dönümü etkinlikleri çerçevesinde “Abhaz Halk Kongresi” yapıldı.

Kongrede düzenleyici kurumlar dışında Abhazya Dışişleri Bakanı ve heyet üyeleri ile Rusya’nın Türkiye Büyükelçiliği Temsilcileri de konuşma yaptılar. Kongrenin 2. bölümünde ise davetliler konuştular.

Abhazyam.com Yayın Sorumlusu olarak bu bölümde kendi görüşlerimi belirten bir konuşma yaptım. Etkinlikler ve kongrede yapılan konuşmalar hakkındaki yorumları bir sonraki yazıma bırakarak Düzce konuşmanın tam metnini sizlerle paylaşmak istiyorum.

Saygılarımla.

Fatih Atan (A’tanba)

------------------------------------------------------

01 Temmuz 2012 Tarihli Sunum

Değerli katılımcılar!

Abhazyam.com İnternet Sitesi Genel Yayın Sorumlusu ve Abhaz ulusunun bir ferdi olan A'tanba Fatih olarak öncelikle bu değerli toplantıyı düzenleyen KADK, Dünya Abhaz - Abazin Kongresi ve Düzce Abhaz Kültür Derneği Yöneticilerine teşekkürlerimi belirtmek istiyorum.

Organizasyonun düzenlenmesine destek veren kişi ve kurumları da ayrıca böyle bir buluşmayı sağladıkları için kutluyorum.

Toplantıya Abhazya Cumhuriyeti’nden, dünyanın çeşitli ülkelerinden katılan değerli Abhaz temsilcileri ve konukları selamlıyorum.

1992 - 1993 Abhazya Kurtuluş Savaşı sırasında üyeliğini ve sekreterliğini yürütmüş olduğum KADK'nin savaş döneminde ki çalışmalarına katkım oldu ise ayrıca bundan dolayı onur duyuyorum.

Kuruluşunun 20. yılında KADK’nin yürütmüş olduğu Abhaz Diasporası'nın "Lobi" faaliyetleri ve Abhazya'nın bağımsızlığının tanıtımı çalışmalarını başarılı bir biçimde sürdürmesini diliyorum.

Dünya üzerinde bulunan Abhaz - Abazin dayanışmasının önemli bir yapılanması olan "Dünya Abhaz - Abazin Kongresi"nin 20. yıl dönümünü kutluyor, yapının günümüz koşullarına uyumlu bir çalışma sürecine girmesini diliyorum.

Türkiye Abhaz Diasporası'nın ve özellikle de Düzce bölgesi Abhazlarının toplumsal ve kültürel örgütlenmesinde başarılı çalışmalarını sürdüren Düzce Abhaz Kültür Derneği'nin de yirminci kuruluş yıldönümünü kutluyorum.

Burada Düzce Abhaz Derneği için bir parantez açmak isterim.

1992 - 1993 Abhazya Kurtuluş savaşı sırasında Düzce Abhaz Kültür Derneği'ni ve Düzce bölgesinde yaşayan tüm Abhaz Diasporasını yapmış oldukları fedakarca destek çalışmalarından dolayı ayrıca kutluyorum.

1992 – 1993 yılları arasında Abhaz Diasporası'nın çalışmalarının bir bölümünü anlatmış olduğum kitabım olan "Türkiye'deki Abhazlar"da Düzce Bölgesinin başarılı çalışmalarına kısa da olsa değinerek teşekkür görevimi yerine getirdiğimi düşünüyorum.

*************

Türkiye Abhaz Diasporası, toplumsal ve kültürel mücadelesini, 2009 yılından itibaren bugün Düzce Abhaz ve Kültür Derneği'nin de bünyesinde bulunduğu Abhaz Dernekleri Federasyonu ile sürdürmektedir.

Bu gelişim Abhaz Diasporası için çok önemlidir, çünkü günümüzde Abhaz Diasporasının özellikle Adıge Diasporası ile verilen ortak mücadeleden sözde ayrıldığını iddia eden ve hala Adıge Diasporasının kurumu olan KAFFED bünyesinde mücadele eden Abhaz Diasporası insanlarımızın bizlerin mücadelesinden ayrı olarak yapmış oldukları çalışmalarını yadırgadığımı da belirtmek isterim.

Onlarında hatalarını anlayarak özeleştiri yapmalarını ve Abhaz Diasporasının toplumsal ve kültürel yapılanması olan Abhaz - Fed'in çalışmalarına katılmalarını bekliyorum.

Abhaz Dernekleri Federasyonu, günümüz koşullarında bir takım sıkıntılar yaşamakta ancak bunu atlatacak güce sahip olduğuna inanıyorum. Çünkü Abhaz – Fed’i bizler destek vererek kuruluşunu sağladık.

Şu unutulmasın ki kişiler geçicidir, ancak kurumlar kalıcıdır.

Abhaz Diasporası'nın bugün için ortak mücadele verebileceği tek Diaspora vardır o da Oset Diasporasıdır. Çünkü Abhazya ve Güney Osetya Cumhuriyetlerinin bağımsızlıklarının dünya üzerindeki tanıtılması çalışmaları ortak dayanışma içerisinde yürütülmektedir ve yürütülmelidir.

Buradan Oset Diasporasının değerli temsilcilerini de selamlıyorum.

Tabii ki Adıge Diasporası ve diğer Kuzey Kafkasya Diasporaları ile de dayanışma çalışmaları yapılmalıdır ancak şunu unutmamak gerekir ki bizler Bağımsız Abhazya Cumhuriyetinin Diasporasıyız.

*********************

Abhazya Cumhuriyeti ve Abhaz Diasporasında 20. yüzyılın sonlarında ve 21. yüzyılın başlarında iki önemli kırılma noktası yaşanmıştır.

1. Kırılma - 1992 - 1993 Abhazya Kurtuluş Savaşı'dır. Bu savaş Abhaz Diasporası'nın içerisinde yaşamış olduğu Diaspora topraklarında asimile olma sürecinin son dönemlerine rastlamıştır.

Bu savaş Abhaz Diasporası üzerinde ciddi bir etki yaratmıştır. En azından kendine getirmiştir, Diaspora insanları savaş sırasında ana vatandaki kardeşlerine elinden gelen her türlü desteği vermiştir. En önemlisi Diaspora gençleri 135 yıl önce göç ettirildikleri ana vatanlarının savunması için kardeşleri ile birlikte savaşarak şehit olmuşlardır.

Diaspora şehitlerinden Siba Efkan'ın Adapazarı'nda ki cenaze töreni ve Kozba Vedat'ın İnegöl’deki gıyabındaki cenaze törenleri bu silkiniş için önemli göstergelerdir.

Abhaz Diasporası'nın ana vatanlarına göç etmelerini teşvik için gelen heyetlerden birisi olan Nisan - Mayıs 1993'de yani “Abhazya Kurtuluş Savaşı” sırasında zor koşullar altında Anadolu’nun topraklarını karış, karış birlikte gezmiş olduğum Gojba Mirod’u rahmetle, Eyuzıpha Fenye ve Ruşbey Smır'ı saygı ile anmak istiyorum.

Çünkü bu tür geziler sonrasında birçok Diaspora insanının ana vatan Abhazya’ya geldiğini ve çocukları ile birlikte artık birer Abhaz vatandaşı olarak yaşadıklarını biliyorum ve onlarla onur duyuyorum.

2. Kırılma Noktası ise - 26 Ağustos 2008'de Abhazya'nın bağımsızlığının RF tarafından tanınmasıdır. Artık Abhazya Cumhuriyeti bu tarihten itibaren "De - Facto" (fiili) durumdan "De - Jure" (Tanınan ülke) durumuna gelmiştir.

Abhazya’nın bağımsızlığını tanıyan ve öğrencilik yıllarımda siyasi mücadelesini desteklemiş olduğum Nikaragua Devlet Başkanı Daniel Ortega ve Venzuela Devlet Başkanı Hogo Javez’i, Nauru, Vanuatu ve Tuvalu Cumhuriyetlerini de saygı ile selamlıyorum.

Ve Abhazya Cumhuriyeti’nin bağımsızlığını tanıyan ülke sayısının artmasını canı gönülden diliyorum.

Tabii ki bizlerde Abhaz Diasporası olarak örgütlenmemizi ve çalışmalarımızı bu yeni duruma göre yapmak durumunda idik. Bu yeni durumun farkını, Abhaz Diasporasında bulunan bazı kişiler anlayamadılar ve ayrıca Abhazya Cumhuriyeti'nde bulunan bazı kişilerde anlayamamış görünüyorlar.

Özellikle, Abhaz ulusunu "suni" bir kavram olan "Çerkes" bünyesi içerisinde gören bazı kişi ve kurumlara Abhazya Cumhuriyeti'nin bazı yönetici ve kurumlarından da destek geldiğini görüyorum.

Bu kesinlikle yanlış bir tutumdur.

Türkiye'de nasıl herkesi "Türk" olarak gören "Irkçı", “Dinci”, "Türk - İslam" ideolojileri varsa Abhazlar ve tüm Kuzey Kafkasya halklarını "Çerkes" olarak gören “Çerkes - İslam” zihniyeti de bulunmaktadır.

Bunlarda "Irkçı" ve "İslam Dini"ni fanatik bir biçimde Abhazya'da ve Kuzey Kafkasya’da yaygınlaştırmak isteyenlerdir.

Bizler Çerkes değil Abhaz’ız!

Yani kim Abhazya, Kuzey Kafkasya ve Diasporasında "Herkes - Çerkes" diyorsa bunlar ırkçı, Turancı ve Radikal İslamcı zihniyetlerin savunucularıdır.

Abhaz Toplumu ve Abhazya Cumhuriyeti'nin bu zihniyetlerden korunması gerekmektedir.

Bu zihniyetlerin Abhazya Cumhuriyeti'nde de çalışmalar sürdürdüğünü, 1996'lı yıllardan 2010 yılına kadar "Başaran Kolej" adı altında, Abhazya için tehlikeli bir bünyenin nasıl çalışmalar yaptığını çok iyi biliyoruz.

Bu zihniyet, okulları kapandıktan sonra, gördüğümüz kadarı ile kabuk değiştirmeye çalışıyor.

Özellikle Türkiye'deki ve dünya ülkeleri üzerinde ki çalışma biçimleri net olarak bilinen TUSKON ve TİKA gibi ekonomik - siyasi yapılar ile Abhazya'da etki oluşturmaya çalışılıyor.

Buradan Abhazya Cumhuriyeti Devleti Yöneticilerine bu konuda ki uyarı görevimi bir kez daha yerine getirmek istiyorum.

********************

Özellikle bir konuya daha dikkatinizi çekmek isterim. TC Devleti Abhazya'yı tanımadığını, Gürcistan'ın egemenlik hakları ve toprak bütünlüğüne destek verdiğini sürekli olarak tekrar etmektedir.

Ayrıca Gürcistan'a sürekli olarak ekonomik - askeri hibe yardımı yapmaktadır. 2008 Ağustos savaşı öncesinde Vaziyani Askeri Havaalanı Türkiyeli Müteahhitler tarafından inşa edilmiştir. Bu havaalanından kalkan savaş uçakları binlerce sivil Oset vatandaşını katletmiştir.

Türkiye ve diğer NATO ülkeleri tarafından hibe olarak verilen, satılan silahlar ile Yukarı Kodor Bölgesinde işgal yıllarca sürmüş, sözde Gürcistan’a bağlı bir Abhazya Cumhuriyeti yaratılmıştır.

NATO ve Türk Ordusu tarafından yetiştirilen Gürcistan Ordusu, Güney Osetya ve Abhazya'ya askeri saldırılar düzenlemiştir.

Bugünde NATO’ya ve Türk Ordusuna ait subaylar Gürcü terör örgütlerini eğiterek Abhazya'nın Gal Bölgesinde terör faaliyetlerini sürdürmelerine destek vermektedir. Gal Bölgesi'nde terör estirerek istikrar ortamını ortadan kaldırmaya çalışarak batılı ülkelerin desteğinde Gürcistan’ın yeniden Abhazya'ya müdahale etmesine ön ayak olmaktadırlar.

TC Devleti Yöneticileri, Abhazya'ya biz sizin bağımsızlığınızı tanımayız, Gürcistan'a her türlü desteği veririz, ancak sizinle ekonomik ve kültürel ilişkiler kurabiliriz diyorlar.

Değerli katılımcılar bu bir nevi tuzaktır.

Bu tür yaklaşımlara karşı çok dikkatli olmak gerekmektedir. Bunun anlamı, ben seni tanımam ama ekonomik ve kültürel olarak kendime bağlarım demektir.

******************

Bu yaklaşımın ekonomik ayağını sizlere kısada olsa yukarıda belirttim. Kültürel ve siyasal ayağını da belirteyim. TC. Devleti özellikle, devletin dini propaganda birimi olan (Sünni - Hanefi Mezhebi İdeolojisinde) Diyanet Kurumu kanalı ile ülkelerin içerisine girmeye çalışıyor.

Bunun en güzel örneği, kalabalık bir İslam cemaatinin bulunmadığı Suhum şehri'nin merkezinde büyük bir cami inşaatını gerçekleştirme çalışmalarıdır.

Suhum'da bugün, İslam cemaati için bir cami bulunmakta, cemaati de bu binayı dolduramamaktadır.

Ancak, TC. Devleti, Türkiye'den Abhazya'ya yerleşen bir takım Diaspora insanları ve Türkiye'deki Abhaz Diasporasının bir kesimi tarafından bu konuyu sürekli olarak gündeme getirmektedir.

Eğer bu cami Suhum'a inşa edilir ise, Abhazya, Türkiye'nin, Kuzey Kafkasya’nın ve orta doğunun bugün içerisinde yaşamış olduğu kaos ortamına çekilmiş olur.

Bu tür büyük camiler, Radikal İslam’ın alt yapısını oluşturmak, siyasal olarak tanınmayan ülke insanlarının dini ve kültürel asimilasyonunu sağlama politikaları için oluşturulan birer alt yapı kurumlarıdır.

Abhazya Cumhuriyeti Devleti ve Abhaz Diasporası bu konuda duyarlı olmalıdır.

Abhazya Cumhuriyeti Devletinin, Radikal İslam dini yapılanmalarının, Abhazya'nın çok kültürlü ve çok dinli bünyesine zarar verecek çalışmalarına izin vermeyeceğine inanmak istiyorum.

*********************

TC Hükümeti Abhazya ile ilişkilerini geliştirmek istiyorsa.

- Öncelikle 1996 yılından bu yana Abhazya’ya karşı uygulamış olduğu siyasal – ekonomik – kültürel ve askeri ambargoyu kaldırsın.

- Abhazya Cumhuriyeti arasında ki ulaşım ambargosunu derhal kaldırsın.(Günümüz koşullarında İstanbul – Sochi Uçak seferlerinde “tekel” olarak görev yapan THY tarafından uygulanan fahiş fiyat politikası ile Abhaz Diasporasının ana vatanlarına gidiş - gelişleri adeta bir ekonomik yıkım haline getirilmektedir. Bunu RF ve Abhazya Cumhuriyeti yetkilileri, Abhaz Diasporası Temsilcilerinin dikkatine sunuyorum)

- Türkiye, Gürcistan’a yapmış olduğu askeri ve ekonomik hibeleri ve silah satışlarını derhal durdursun.

- Abhazya’ya karşı uygulamak istediği dini – kültürel asimilasyon politikalarından vazgeçsin.

- Abhaz Diasporası’nın Ana dilde eğitim çalışmalarına Abhazya Cumhuriyeti Devleti’nden de yardım alarak bir an evvel yaşama geçmesinin alt yapısını oluştursun. (TBMM’de görev yapan değerli kardeşim Abhaz kökenli CHP Milletvekili Engin Özkoç’a yapmış olduğu özverili çalışmalarından ve Abhaz ismini TBMM’de açık sesle duyurmasından dolayı ayrıca teşekkür ediyorum)

Sonuç olarak, Türkiye kendisini bağımsız bir devlet olarak görüyorsa, Abhazya Cumhuriyeti’nin bağımsızlık ve egemenlik haklarını tanısın.

*************

Abhaz Diasporası’nın üzerinde oynanan bir oyuna daha sizlerin dikkatini çekmek istiyorum, özellikle günümüzde uluslar arası emperyalizm, basın – yayın organları, İnternet kuruluşları ile dünya toplumlarına yön vermeye çalışmaktadır. Orta – Doğu’da yaşanan Arap Baharı bunun en güzel örneğidir.

Son günlerde Abhaz Diasporası’nın bir bölümünün yaşadığı Suriye’de ciddi olaylar yaşanmaktadır. TC Hükümeti savaş tamtamları çalarak Suriye’ye saldırmak için toplumsal bir alt yapı oluşturmaya çalışmaktadır.

Bizler Abhaz Diasporası’nın yaşamış olduğu Suriye’ye karşı uygulanmak istenen saldırı politikalarına karşı yüksek sesle tepki göstermek durumundayız.

Bu toplantı sonucunda özellikle vergisini ödediğimiz, askerliğini yaptığımız TC.nin Diasporamızın yaşadığı Suriye’ye karşı saldırı politikasından vazgeçmesini, Suriye’nin içişlerine karışmaması gerektiğini vurgulamalıyız.

Bu bizler için tarihi bir görevdir.

Abhazya Cumhuriyeti Devleti’nin Suriye Abhaz Diasporası hakkında ki duyarlı tutumuna teşekkür ediyor ve uygulamış olduğu sorumlu devlet politikasını destekliyorum.

********************

Günümüzde Abhazya’da çalışan bazı uluslar arası kuruluşlara da dikkatli yaklaşılması gerektiğini vurguluyorum. Bu kuruluşlar Abhazya’nın bağımsızlığını tanımayan batılı ülkelerin STK’larıdır.

Bunlar aynı zamanda Gürcistan’da akredite durumundadırlar.

Özellikle batı dünyasında ve Türkiye’de basın yayın organlarının, internet sitelerinin 1992 – 1993 Abhazya Kurtuluş Savaşı ve 2008 Ağustos - Güney Osetya Savaşında ki taraflı, yanlış yayınları ile toplumu istenilen biçimde yönlendirilmesine, ne tür etkilerinin olduğunu gördük.

Bu konular hakkında yazmış olduğum “Kafkas – Abhazya Dayanışma Komitesi 1992 – 1993 Bir Dönemin Anatomisi” ve “08 Ağustos 2008 – Güney Osetya Katliamı” adlı kitaplarım o dönemlerde yaşanan olayları net olarak dünya kamuoyuna iletmiştir.

Bugün Suriye’de de bunu yaşıyoruz. Abhaz Diasporası bu konuda olabildiğinden fazla duyarlı olmak durumundadır.

Buradan özellikle Abhazya Cumhuriyeti’nde çalışan yabancı ülkelerin STK’larına karşı dikkatli davranılması gerektiği konusunda ki uyarımı yinelemek istiyorum.

Özellikle TC Devleti ve Hükümeti tarafından Abhazya’ya karşı uygulanmak istenen ekonomik – kültürel ve dini asimilasyon politikalarına karşı duyarlı olunması gerektiğini bir kez daha vurguluyorum.

****************

2007 yılından günümüze kadar 5 yıldır tarafsız, bağımsız olarak Abhazya’nın Dünyada tanınmasına destek veren Abhaz Diasporasının örgütlenmesine katkı veren Abhazyam.com özellikle 2008 Ağustos savaşında ki yayın politikası ile bu görevini hakkı ile yerine getirmiştir.

Bu görevini bugünde sürdürmektedir. Özellikle Basın – Yayın Organlarında toplumun Abhazya’nın tanıtımı konusundaki bilgilendirmesi çalışmaları sürdürülmektedir. (İMC Tv’den Sevgili gazeteci arkadaşım ve aynı zamanda Abhazya şeref madalyası sahibi olan Nazım Alpman’a değerli katkıları nedeni ile teşekkürlerimi iletmek istiyorum)

RF eski Devlet Başkanı Dimitri Medvedev’in Abhazya ve Güney Osetya’nın bağımsızlıklarını tanıma kararının tam metnini Diasporaya ilk olarak Abhazyam.com ulaştırmıştır.

Abhazya Cumhuriyeti Devlet Başkanı Aleksandr Ankvab’ın Abhaz Dernekleri Federasyonu Genel Kuruluna göndermiş olduğu kutlama mesajını özgün olarak Türkçeye çevirimini yaparak çıkan spekülasyonları ortadan kaldırmıştır.

Abhazyam.com olarak, Abhazya Cumhuriyeti’nde yaşanan gelişmeler ve dünyada Abhazya üzerine yazılan yazıları günlük çeviriler ile okuyucular bilgilendirdik.

Beş yılda, beş kıtada izlenen bir internet sitesi durumuna geldik.

Bugünde Abhazyam.com Abhazya Cumhuriyetinin Bağımsızlığının dünya üzerinde tanınmasına ve Abhaz Diasporasının toplumsal – kültürel örgütlenmesine destek çalışmalarını yılmadan sürdürmektedir.

Tabii ki bu çalışmaların gerçekleşmesine maddi – manevi destek veren tüm Abhaz Diasporası insanlarına teşekkürlerimi bir borç bildiğimi de belirtmek isterim.

*****************

Abhaz Cumhuriyeti Devleti ve Abhaz Diasporasına bugün için çok önemli tarihsel görevler düşmektedir.

Abhazya’nın bağımsızlığını tanımayan ülkeler ile Abhazya’nın bağımsızlıklarını tanıyan ülkelerle ilişkilerde farklı politikalar ve yaklaşımlar uygulanmalıdır.

Bir kez daha vurgulamak istiyorum ki, Abhazya Cumhuriyeti Devleti, bağımsızlığını ve egemenlik haklarını tanıyan devletler ile ulusunun çıkarları doğrultusunda anlaşma yapmak hakkına sahiptir.

Bağımsızlığını tanımayan ülkeler ile de arasına mesafe koyma hakkına sahip bulunmaktadır.

Bu durumu eleştirmek ve kınamak hakkına da kimse sahip değildir.

Abhazya Cumhuriyeti’nin İstanbul’da bulunan Temsilciliğine her türlü destek sağlanmalıdır.

Sonuçta Türkiye tarafından tanınmasa bile Abhazya Cumhuriyetini başarılı bir biçimde yıllardır temsil eden, Abhaz Diasporası ile bağlantısını sağlayan, Abhazya Cumhuriyeti’nin Türkiye Tam Yetkili Temsilcisi Cemalovich Vladimir Avıdzba’ya’da çalışmalarından dolayı teşekkürlerimi belirtmek isterim. (Abhazya Devletinin bazı Kurumları ve yöneticileri ile Abhaz Diasporasının bazı kurum yöneticilerinin ve temsilcilerinin bu konuda duyarlı olmaları gerektiğine inanıyorum)

********************

Yapılması gerekenler.

Brüksel ya da Cenevre’de, Avrupa, Türkiye ve tüm Dünya’da bulunan Abhaz Diasporası’nın toplanacağı geniş bir Abhaz Diasporası toplantısı yapılmalı, Abhazya Cumhuriyeti Devletine karşı Diasporanın desteği tüm dünyaya net olarak açıklanmalıdır.

Abhaz Diasporasının yaşamış olduğu ülkelerde Demokratik Sivil toplum Kuruluşları, Siyasi Partiler, Basın – Yayın Organları vb STK’lar ile sürekli iletişim kurulmalıdır. O ülkelerdeki demokrasi mücadelelerine destek verilmelidir. Toplumlar Abhazya konusunda bilgilendirilmelidir.

Abhaz Diasporası’ndan Ana vatan Abhazya’ya yerleşenlerin sorunları diyalog ile en kısa süre içerisinde çözülmelidir.

Abhaz Diasporasından gelerek yerleşenlerin siyasal olarak Abhazya Parlamentosunda temsili için gerekli olan düzenlemelerin yapılması gerekmektedir. (Ne yazık ki bugünkü yasalar buna olanak vermemektedir. Bildiğim kadarı ile daha önce devlet başkanlığı kontenjanlığı bulunuyordu)

Abhazya Cumhuriyeti ve Abhaz Diasporası arasında ki bağların sağlamlaştırılması çalışmalarına ağırlık verilmelidir.

Abhaz Diasporasının vazgeçilmez yapılanmaları olan KADK, Abhaz – Fed’in çalışmalarına destek verilmelidir.

Gürcistan Devleti’nin Abhazya ve Abhaz Diasporası üzerine yapmış olduğu kültürel – siyasal ve ekonomik saldırılara karşı dikkat edilmelidir.

Türkiye – Abhazya arasında ki ulaşım sorunu, Abhazya Cumhuriyeti ve Abhaz Diasporası lehinde çözüme ulaştırılması için yapılan çalışmalar aralıksız sürdürülmelidir.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Abhazya’ya karşı Gürcistan’a sağlamış olduğu her alandaki destek Abhaz Diasporası olarak takip edilmeli ve en sert biçimde kınanmalıdır.

Abhazya Cumhuriyeti ve Abhaz Diasporası olarak, Abhazya’nın BM’de temsil edileceği güne kadar bağımsızlığın tanıtılması çalışmalarında el ele olacağımızı Abhazyam.com olarak bu kürsüden tüm dünyaya açıklıyorum.

Yaşasın Bağımsız Abhazya Cumhuriyeti.

Yaşasın Abhaz Diasporası’nın toplumsal – kültürel demokrasi mücadelesi.

Saygılarımla.

Fatih Atan (A’tanba)

01 Temmuz 2012 / Düzce Üniversitesi