RSS / XML
Foto Galeri
Video Galeri
Bu haber 29 Mayıs 2011, Pazar 06:39:39 tarihnde eklendi. 1335 kez okundu.
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

21 Mayıs programı

ESEN ZAFER; NEZAKETİN TİMSALİ FEDERASYONUMUZ KEFKEN'DEN YOLU BEŞİKTAŞA SAPAN FEDERASYONA TEMENNASI
21 Mayıs programı 19/05/2011

Esen Zafer (Çüpha)

BİZLER, SÜRGÜNÜ ANACAĞIMIZ ŞU GÜNLERDE, GELEN HEYETİN ABHAZYA PARLAMENTOSUNDA ABHAZYA'NIN BU GÜNÜNÜ VE GLECEĞİNİ BELİRLEYEN MİLLETVEKİLLERİ OLDUĞUNUN FARKINDAMIYIZ?

19/05/2011 Bilindiği gibi 16 Mayıs akşamı İstanbul Abhaz Derneğinde, Abhazyadan gelen Parlemento Heyeti Bilgilendirme Toplantısı yaptı. Abhaz Federasyonu tarafından yapılan duyuruda ,

‘’ Son zamanlarda kamuoyumuzu meşgul eden, Abhazyadaki gelişmeler ve Abhazya’nın parlamenter gözüyle Diasporaya bakışı ile ilgili tüm sorularınıza birinci ağızdan cevap alabileceğiniz bilgilendirme toplantısı…’’ dendi.

Sayın , Yurtdışındaki Soydaşlarla İlişkiler Komisyonu Bşk. Soner Gogua açılış konuşmasında, Parlementer Heyetinin gelişinin seçim öncesine rastlaması sebebi ile basında, sanki AKP nin desteklenmesi gibi bir takım haberlerin yer aldığını ve bunların gerçeklikle bir alakası olmadığını açıkladı. Görüşeceklerimiz arasında AKP li milletvekilleri olduğu gibi, CHP li ve  Bağımsız olanda var dedi.

Soruların utanılmadan, açıkça sorulmasını isteyen milletvekillerimiz konuşmalarını Abhazca yaparak, hitapları ve samimi cevapları ile katılımcılar üzerinde  olumlu etkiler bıraktılar.

Katılımcıların, Rusya ile yaşanan bir toprak sorununun olup olmadığı, yabancı yatırımcılara özel mülkiyet hakkı verilip verilmediği, içkili araba kullanma sorununun çözülüp çözülmediği gibi sorulara,  Sayın Garik Samanba’nın  ‘’Bütün bu savaşlar  başımıza zaten topraklarımız için gelmedi mi’’ sözleri ile başlattığı açıklamadan anladığımız;  Devlete ait toprakların satılmasının veya verilmesinin söz konusu olmadığı idi. Yatırımcılara toprak ve mülkün belli şartların yerine getirilmesi koşuluyla 25 yıllığına kiralandığını, devir hakkının olmadığı,  ekolojik tarım yatırımlarına özel önem verildiğini anladık. Kamuoyunda bizleri sarsan Aigba ve ayrıca verimli bir bölgeye Rusya tarafından el konulduğu gibi haberlerin Gürcistan kaynaklı düşmanlık amaçlı haberler olduğu, sınırlarımızın belgelerde belli  olduğu anlatıldı. Kişilerin kendi özel mülkiyetleri üzerindeki tasarruflarından kaynaklanan ve ne yazık ki her ülkede olduğu gibi, hele ki savaşın yaralarını saran Abhazya’ dada adli bazı vakaların olmasının olumsuz bazı durumlar yarattığı anlatıldı. Bir kişi tarafından kandırılan bir yatırımcı örnek olarak verilirken, yapılan uyarı son derece dikkate değerdi. Hele ki ticaret yaparken, kişilerle anlaşmalara gitmek yerine, devletin ticaret kuralları hakkında bilgilenerek, bu kurumların güvence ve desteğini alarak  girişimde bulunulmasının,  hukuki kurallaraözen gösterilmesinin gerekliliğini üzerinde duruldu.

Genel anlamı ile Savaşın açtığı hasarların tamirinin yanı sıra, toprak bütünlüğünden trafiğe, uluslarası hukuktan ,daha önce Abhazyanın deneyiminin olmadığı yabancı işçi sorunlarına dek, işlerin tanınan hukuksal çerçevelerde, diplomatik ve hukuki düzenlemelerle yürütüldüğünün anlaşıldığı toplantıda katılımcılar ve yönlendirdikleri sorular oldukça dikkate değerdi.

Bunlardan biri, Diasporada artık Gürcülerin düşmanlığını aratmayacak şekilde Abhaz camiası üzerinde baskı aracı olarak kullanılan kardeşlik söylemine ilişkin bir soruydu.

-Abhazya için savaşan Adigelere neden vatandaşlık hakkı verilmiyor?

Bu soruya verilen cevap üzerine, halen bu konu malzeme yapılırsa bunda iyi niyet aramak mümkün değildir. Öncelikle tüm savaşan ve isteyen Adige kardeşlerimizin zaten çoktan vatandaş oldukları vurgulandı. Ayrıca Adigeyin de kendi soydaşları ile ilgili nüfus problemi olması sebebi ile bizzat Adigey Devlet Başkanı nın ricasının dikkate alındığı da açıklanarak, savaşmış, savaşta yardımcı olmuş ve bunlardan vatandaş olmak isteyip olamamış tek biri kişi varsa gösterilmesi istendi.   Bütün bunların dışında Sayın Oktay Çokutua’nın içten bir yaklaşımla önerdiği yöntem, bizlere demokrasilerde çarelerin tükenmediğini bir kez daha hatırlattı.

Parlamenterlerimizin cevapları hiçbir Spekülasyona yol açmayacak şekilde açık, detaylı ve samimi idi. Büyüklere ve kendimi evden saydığım için misafirlerin önceliklerine duyduğum saygı ile arada el kaldırarak, soru sorma sırasının bana gelmesini bekledim. Ne yazık ki, zaten uykusuz ve yorgun olan parlamenterlerimiz artık masadan kalkarken hatırlandığımdan elbette ki, sorularımı erteledim ve Sayın Soner Gogua’ ya yazılı olarak gönderdim. Umarın en kısa zamanda cevaplarını alacağım.

Toplantının geneli hakkında söylenebilecek en önemli şeylerden biri, sorularına geçmeden önce derneğin 650 civarındaki üyelerinin bu toplantıda nerede olduğunu soran beyefendinin bu çok önemli vurgusu idi. Sorusunu doğru adrese, dernek yönetimine yönlendirdi. Bir ikinci önemli soruda, bir hanım arkadaşımızın sözlerinden bir bölümdü idi ‘’biz ne zaman geri dönüşçülere bir kaynak olması için Diasporada da %2 vergi ödeyeceğiz?’’

Sorulan sorular ve yapılan açıklamalar esnasında Diaspora örgütlenmesinin ne denli örgütlenmemiş olduğunu düşünmekten alamıyor insan kendisini. Abhazya’nın bir Devlet olduğunu bizlerde halen idrak edememiş gibiyiz. Bana sıra bir türlü gelemezken soranların içinde birinin belki, gelenlerin Parlemento heyeti olduğu, eğitim, savunma, adalet, ticaret gibi can alıcı konularda bakanlıklar yaptıkları, bu nedenle de, Türkiye’de görüşecekleri çevreler, bu görüşmelerden beklentileri gibi, benim sorularımı da içerecek sorular bekledim. Gördüm ki, esas sorulması gerekenler sorulmadı.

Abhaz Federasyonu Başkanı, geri dönüşle ilgili bir açıklama yaparken Federasyon ve Abhazya Hükümeti arasında bir ilke anlaşması yapıldığını belirtti. İtiraf etmeliyim ki şok oldum. Sayın Devlet Başkanı Bagapş’ın Türkiye ziyaretinde dile getirdiği ‘’ geri dönenlere ev ve arsa vereceğim! ’’ söylemi Türkiye basınında bu kadar geniş yer almışken, ardından Federasyonla görüşmelerde fon oluşturma sorununun olduğu, ilkesel bir anlaşmanın yapıldığı ve bu anlaşmadan Federasyon yönetiminden başka kimsenin haberinin olmaması, sonuçta pratikte Bagapş’ın açıklamasının boş bir vaad olduğunu öğrenmek insanlar arasında nasıl bir etki bırakır?

Anlaşılan odur ki, asıl bilgilendirme toplantılarıın Diasporada  Abhaz örgütlenmeleri ve Abhaz halkı arasında yapılması gerekmektedir. Diaspora temsilcilerinden bir kaçına ayaküstü yönlendirdiğim, neden Kefken saat gece 00,00 da başlatılıyor? Soruma ise doyurucu açık bir cevap alamadım. Yalnızca bir arkadaşımız, bir talep geldiğini bildirmekle birlikte, bu talebin kimlerden geldiği ve neden dikkate alındığı konusunda doyurucu bir açıklama yapmadı. Fakat bolca, haksız eleştirilere uğradıkları, yıpratıldıkları, ellerini taşın altına koymayan insanlar tarafından eleştirildikleri gibi şikayetler dinledim. Bunlar üzücü şeyler. Bilinmeli ki Abhazya hepimizin. Çekilen acılar hepimizin. İçimizden hiç kimse sorumluluk üstlenen, koşuşturan, maddi manevi fedakarlıklar yapan kimseye düşman değil. Elini taşın altına koymamak gibi bir ifade ise yorulan insanların bir kez daha üzerinde düşünmesi gereken bir konudur, eli taşın altında da olsa üstünde de olsa bir örgütsüzlük vardır. Bu toplantı bunun açık bir göstergesidir. Can alıcı konular bütün gerçekliği  ile çözüm beklemektedir.

Bu toplantıda can alıcı sorulardan biri Soykırım söylemi idi. Parlementerlerimiz açık bir dille bu soykırım söyleminin nereden kaynaklandığını ve Gürcistan gibi soykırımcı bir ülkenin bunu hangi yararları umarak desteklediğini anlattılar. Şimdi Nezaketin Timsali Federasyonumuz  Kefken den yolu Beşiktaşa sapan Federasyona temennasını yapıp gece  12 de başlatırken, biz merak ediyoruz Çerkes Halkı olmayan Abhazya Cumhuriyeti Bayrağı nerede dalgalanacak? Hangi sloganların ve taleplerin altında?

Evet toplantıda yönetilen sorular önemliydi, milletvekillerimizin dürüst samimi cevaplar verdikleri ortada idi . Toplantı boyunca ve  sonrasında düşündüğüm şey aslında bu görüşmelerin tarihi değerleri olduğunu, bizlerin ne zaman fark edeceği oldu. Bizler Sürgünü anacağımız  şu günlerde, gelen heyetin Abhazya Parlementosunda Abhazyanın bu gününü ve geleceğini belirleyen milletvekilleri olduklarının farkındamıyız?

Özellikle T.Cumhuriyetinin bürokrasisinde,  ordusunda, polisinde, devlet kademelerinde yöneticilikler yapmış, iç ve dış siyaset deneyimleri olan insanlarımızın,  ayhabılarımızın , bu farkındalığa dikkat çekmeleri gerekmezmi? Bu ülkenin temelinde harcı bulunan biz Abhazların yaklaşımının bu olması mı gerekiyor?

Bu devlet, Irak işgali öncesinde Barzanisini, Talabanisini devlet kademelerinde ağırlamadı mı? Türkiyenin Terör Örgütü olarak tanımladığı (ki doğrudur) PKK  militanlarının Türkiyeye dönüşleri dahi resmi bir şaşa ile karşılanırken, Rusya gibi büyük bir devletin, Latin Amerika ülkelerinin tanıdığı ve binlerce vatandaşının anavatanının Devlet Başkanının, Cumhuriyetin Parlementosundaki milletvekillerinin,  bir lobi kuruluşu gibi çalışıp karşılanmalarına ne zaman şaşıracağız? Rusya Federasyonu,Yugoslavya gibi ülkeleri akbabalar parçalarken, onların vekilleri böylemi ağırlandı?

Sorular da cevaplar da önemli idi. Bir kısmı zaten bilinen,  bir kısmı da  ilgili kurum ve kuruluşlar aracılığı ile elde edilebilecek cevaplardı.

Önemli bir sorunumuz var. Bu, ne ulusal bilincin oluşmadığı ne kimsenin elini taşın altına koymadığı, gibi genel ve geçersiz söylemlerle çözülecek bir sorun değil. Kendi taleplerimizin, kendi vizyonlarımızın, kendi sloganlarımızın belirleneceği tartışılacağı, demokratik kültürel yapılanmaların oluşması, gerçekçi sorular sorması ve tutarlı cevaplar vermesi gerekmektedir.

Kaynak: habsuvob@gmail.com Bu e-posta adresi spam korumalıdır. Lütfen JavaScriptleri etkinleştirin.

Facebook Facebook Digg Digg Google Google Del.icio.us Del.icio.us
Diğer Esen Zafer Yazıları
Bütün Yorumları görmek için tıklayınız!
Hava Durumu
ANKET
Aleksandr Ankvab'ın Siyasete Dönüşünü Onaylıyormusunuz
Diger anketlerimiz için tıklayın...
Yol Durumu

©
Copyright 2011 Abhazyam.com Her hakkı saklıdır.