Bu cümle -insanların barış içinde birarada yaşayabilmeleri için- Allah’ın söylediği KİLİT sözdür..
Bunlar, Gürcülerin “inandığı“ Mukaddes Kitap’da yazmaktadır..
Ve Hz. İsa da, devamlı sevmekten bahseder..
Fakat Faşist Gürcü yöneticileri bu sözleri önemsemedikleri içindir ki, işgal ettikleri Abhazya’da, binlerce Abhaz’ı katlederek, Abhazya’yı “kan gölüne“ çevirmiştir..
Türkler de “Ev alma, komşu al“ diye, bir atasözü vardır.
Mukaddes Kitap’ta da “Komşunu sev“ emiri vardır.(Luka 10:30-37)
“Komşum kimdir?“ sorusunu, Hz.İsa “Sana acıyıp, sana yardım edendir.” diye cevaplamıştır.
Şimdi biz soralım:
“Abhazların komşusu kimdir?.“
Gürcü Recep ve soydaşı Saakashvili mi?
Bush mu?
Putin mi?
Abhazya’daki Kardeşlerimizin cevabı, Putin’dir..
Çünkü Abhazya’daki emeklilerin maaşını bile “onlar“ ödemektedir..
Bazıları, Allah’ın “komşunu sev” emirine rağmen “yardım eden komşuyu“ kötülemektedir..
Fakat Abhazya’da yaşayan kardeşlerimiz, Putin’in desteklediği aday, Dimitri MEDMEDEV’e % 90 oranında oy vermiştir..
Abhazya’nın diğer dostlarından Rusya Federasyonu Komünist Partisi lideri Genadiy ZUGANOV % 6,
Liberal Parti lideri Vilademir JİRİNOVSKİ de % 3,5 oy almıştır..
Türkiye’deki Abhazların çoğunluğu ise, Abhazya’nın ve Abhazların düşmanı Anti-Kemalist Parti’ye oy vermiştir!.
Kimler “yanlış yapmaktadır?“
Anavatanımız Abhazya’nın ve Abhazların düşmanını destekleyenlere “ne“ denmelidir?.
Kardeşini öldürenler, onun evini yakanlar, karısına, kızına tecavüz edenler Faşist Gürcülerdir..
Gürcü Recep ve onun Anti Kemalist Parti’si de, Bunları Askeri, Ekonomik ve Siyasi olarak desteklemeye devam etmektedir..
Allah “kardeşini sev” diyor.. Gürcü Recep’i ve Anti-Kemalist Parti’yi sevenler, Apsuva olabilirler mi?.
Gürcü Faşistlerini destekleyenleri sevenler, “Görünen kardeşini sevmeyen, görünmeyen beni sevemez” diyen, Allah’a karşı gelmekte olduklarının farkında değiller mi?.
Bilerek böyle davrananların “Ben Allah adamıyım.” “Ben de Apsuvayım.“ diye, yalan söylemeleri, büyük GÜNAHTIR ve de AYIPTIR..
Böyleleri, Allah’ın emirini dinlemeyerek, Allah’ın düşmanı olan, Şeytan’a benzemektedirler..
Çünkü yalanın babası Şeytandır.
O nedenle de bizler, yalan söylemeden yaşayamayan Takiyyecilere “Şeytan’ın çocukları” demekteyiz..
Bu Takiyyeciler, eskiden ABD’ye “Şeytan’ın ülkesi” derlerdi.
Şimdilerde ise, Waşington’a gidip orayı “tavaf” etmekte ve ABD devlet Başkanlarından icazet alarak “dönmektedirler“
O nedenle, bu Takiyyecilerin Hoca efendisi Fettullah Gülen de, İslam ülkesi olan Suudi Arabistan’da veya İran’da değil, zamanında “Şeytanın ülkesi” dedikleri, ABD’de yaşamaktadır..
Bunlar, Avrupa Birliği’ni de “Batı kulubüdür. Hiristiyan kulubüdür” diyerek kötülerlerdi..
Şimdi ise, AB’ye girmek için, 90 derece eğilmekte ve sıkıştıkları zaman da, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine koşmaktadırlar..
Yani “Takiyyeciler’de, yalancılığın ve ikiyüzlülüğün bini, bir paradır..”
Bütün bunları öğrendikten sonra, Abhazya’nın ve Türkiye’nin düşmanı Takiyyecilerle birlikte görünmek, bir APSUVA’ya yakışabilir mi?. Yakışmaz!..
Nitekim bunların “ne” olduğunu öğrenen Apsuvalar, Takiyyecilerle aralarına “mesafe” koymaya başlamışlardır..
Çünkü bizim insanlarımız namusludur.…
Peki, Türkiye’de yaşamakta olan Abhazlar, kimlerle dost olmalıdır?.
Dostlarımızı-müttefiklerimizi seçerken “neleri” öne çıkartmalıyız?.
Bir yazıda belirtilmiştir.. “Abhazyanın ve Abhazların çıkarına olan” her konuda, bize destek veren ve verecek olan tüm kişiler dostumuzdur.
“Bizimle birlikte olmayanlar ise, kötülerdir ve düşmanımızdırlar!.”
Bizler, bugüne kadar, “Türkiyenin, gerçekten bağımsız, demokratik ve güçlü bir devlet” olmasından yana olduk..
Çünkü, “bu nitelikteki bir Türkiye, Abhazya’nın dostu olur” mantığına inanılmaktadır..
Fakat ne yazıktır ki, bizim Türkiye için beslediğimiz iyi niyeti, Bizim için taşımayanlar, Türkiye’de çoğunluktadır.. Bunlar, Dindar geçinenlerdir.. Faşistlerdir.. Vatanlarına ihanet etmeyi görev bilerek, Türkiye’yi Emperyalist güçlere peş-keş çekmekte olan işbirlikçi Türk ve Kürt Burjuvalarıdır..
Bizler Türk olmadığımız halde, yıllarca Türkiyenin namusu, yani bağımsızlığı için verilen mücadelelere katkı sunmuşlardanız..
Bizler sadece Türkiye için değil, Vietnam için de, Küba için de, Şili, Angola, Mozambik, Gine-Bissau ve Nikaragua için de uğraşmışızdır.
Ezilen ve sömürülen insanların, Emperyalizme, Faşizme ve işgalcilere karşı verdikleri mücadelelerin, hep yanında olmuşuzdur..
Bugün de, Emperyalistlere karşı direnen Venezuela Devlet Başkanı CHAVEZ ve Bolivya Cumhurbaşkanı MORALES gibi Vatanseverleri desteklemekteyiz..
Bizler eskiden, Kübalı olmadığı halde, Küba’nın bağımsızlığı için savaşmış olan Che Guevera’yı bayraklaştırmıştık..
Che Guevera da, Faşist General Franko’ya karşı, savaşmak için, başka ülkelerden gelen gönüllü anti-faşistlerce kurulan, “uluslararası tugay” da görev alanları, kendisine örnek almıştı..
Türkiye’deki Devrimciler de, Deniz, Mahir, İbrahim gibi vatanseverlerini örnek almaktadırlar..
Artık biz Abhazların da, ABAĞBA Bahadır, SIBA Efgan, KOZBA Vedat, ARGUN Zafer, YEGOJ Hanefi, ÇANBA Oleg ve diğer şehit düşen kardeşlerimiz gibi, örnek alacaklerımız vardır.
Onlarla gurur duymaktayız..
Emperyalizme, Faşizme ve işgalci güçlere karşı duranlar, Politik bilince sahip, Namuslu, Vijdanlı ve Cesur olan kişilerdir..
Şimdi bizler, bu tarihsel olayları bilenlerden ve yaşayanlardan, Abhazya için de, aynı Enternasyonalist desteği ve hassasiyeti beklemekteyiz..
Gürcü Faşistlerine ve onlara destek verenlere karşı yürütülen çok yönlü çalışmalarımızda, özellikle Türk Vatanseverlerini, yanımızda görmek istiyoruz..
Çünkü Türk vatanseverleri de, bizlere “borçludur.”
Bize yardım etmeyeceklere söyleyecek bir cümlemiz vardır: “Abhazya’yı desteklemeyenleri, Devrimci veya Vatansever olarak görmemiz mümkün değildir!.”
Türkiye Diasporasında gücümüzü göstermenin, Abhazya’ya ve Kardeşlerimize yardım etmenin yolu, “ÖRGÜTLÜ” olarak, hareket etmekten geçmektedir..
“Yasal” yapı, nasıl kurulmalı ve neler yapmalıdır?.
Söylenenleri tekrar edelim:
Her (yaklaşık 330) sülale kendi içinden; APSUVA kişiliğini yitirmemiş, politik bilinci olan ve “ANAVATANIMIZ ABHAZYADIR” diyen, en az 2 temsilci seçmelidir..
Toplantı dönemlerinde, bunların “emrine” 2 Araba ve üçer “yardımcı” sunmalı ve onların harcamalarını karşılamalıdır..
Seçilenler “hiyerarşik” yapıyı oluşturmalıdır..
Böylelikle istenildiği an, enaz 2500 kişilik hareketli bir “ekip” yaratılmış olacaktır..
Bu, yaklaşık 50 otobüslük bir “kitle” demektir..
Belirli bölgelerde var olduğu bilinen “Birimler” de, gerektiğinde bu ekip’e dışarıdan destek sunmalıdır..
Yaratılan “yapı,” Türk yasalarıyla çatışmamaya dikkat edecek ve demokratik yöntemleri kullanacaktır..
Genel ve mahalli seçimlerde, Sivil Toplum Kuruluşlarının Kongrelerinde, Abhazya’nın dostu olduklarını “yazılı olarak açıklamış” olanlarla -siyasi kimliği ne olursa olsun- birlikte hareket edilecektir..
Ekonomik yapılarımıza ve hayatın diğer alanlarında sürdürülen uğraşılarımıza düşmanca yaklaşanlara, çalışmaları şu veya bu biçimde engellemeye kalkışacak kişilere, “karşı koyma işi,” durumdan görev çıkaran, gönüllülerin olmalıdır..
Bizim için “Önce Abhazlar.. Önce Abhazya..” sloganı belirleyicidir..
Böyle düşünenler, böyle yapmalıdırlar..
Beyinlerinde “Maaşımı keserler.. Türkiye’de yaşayamam.. Tatile gidemem” gibi, “takıntıları” olanlar, Abhazya ve Abhazlar için “politikacılık” yapmaya kalkışmamalıdırlar!.
Düşünmeyenler,
düşünemeyenler,
düşündüklerini söyleyemeyenler ve
örgütlenmeye gelmeyenler,
kendi “eski işlerine” bakmalıdırlar..
Düşünenler, düşünenlerle düşünmeye,
konuşanlar, konuşmalara,
yazanlar, yazılarına ve
çalışanlar da, çalışmalarına
“bıkmadan” devam etmelidirler..
Bizler, düşünenlerle, konuşanlarla, yapanlarla, imkanlarını doğru çalışanların hizmetine sunanlarla ve gerektiğinde de canını ortaya koyacak kişilerle, birlikte olmaktan, onur duyanlardanız..
Saygıya layık olan büyüklerimize saygılar, Yiğit kardeşlerimize de sevgiler.
Kırgız Ajönba
7 Nisan 2008
Had-der@web.de
www.hamburgabhazyadostlukdernegi.blogspot.com