RSS / XML
Foto Galeri
Video Galeri
Bu haber 10 Haziran 2011, Cuma 12:56:57 tarihnde eklendi. 1396 kez okundu.
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

(24.4.2008) “ECELİ GELENLER ve TRUVA ATLARI“

(24.4.2008)  “ECELİ GELENLER ve TRUVA ATLARI“

 

Faşist Gürcü birliklerinin komutanı Georgi Karkaraşvili 1992’de Abhazya’yı baskınla işgal ettikleri sırada; “97 bin Abhaz’ı yok etmek için, gerekirse 100 bin Gürcü’yü feda ederiz” demişti..

Bu Faşist, yaklaşık 14 ay süren savaşın sonunda, Gürcü ve Ukraynalı Faşist Birlikler ve yaklaşık 250bin kişiyle beraber, Gürcüstan’a kaçmıştır..

 

Ve yıl 2008.

Bu sefer de Gürcüstan Entegrasyon Bakanı TemurYakobaşvili "Gürcüstan Abhazya'yı üç saatte geri alabilir” diye açıklama yapmıştır.. Onun bu konuşması bize, Türklerin bir atasözünü hatırlattı: “Eceli gelen Köpek, Cami duvarına ….“

 

Şu anda Amerika, AB ülkeleri ve Anti Kemalist Parti hükümetindekiler, Kosova’ya ve Gürcüstan’a ekonomik, siyasi ve askeri alanlarda destek vermeye devam etmektedir..

Bu devletlerin hükümetlerinde görev alanların hepsi, işlerine gelince insan haklarından bahsederler. Çıkarlarına uymazsa, Abhazya’da olduğu gibi insan haklarını hiçe sayarlar..

Bunların sicili zaten çok kabarıktır.. Almanya’da milyonlarca Yahudiyi yok etmişlerdir..

 

Cezayirde, Hindistan’da, Çin’de, Vietnam’da ortalığı kasıp kavurmuşlardır..

 

Şimdi de Irak’da Taş üstünde taş, Omuz üstünda Baş bırakmamak için uğraşmaktadırlar..

Bunlar, Abhazya’da savaş suçu işlemiş Şevardnadze’ye ve insanlarına işkenceler yaptıran, Sakaşvili’ye “Barış ve onur“ madalyaları takmışlardır..

 

Bu çifte standart uygulayan Devletlerin yönetimlerini, Abhazya’daki insanlarımızın, Faşist Gürcüler tarafından işkencelerle öldürülmeleri, tecavüze uğramaları, evlerinin-işyerlerinin talan edilip, yakılıp-yıkılması hiç ilgilendirmez..

Çünkü onlar vijdansızdırlar..

Bunların hepsi Şeytanın çocuklarıdırlar..

Önlerinde diz çökmeyenlerin, yeminli düşmanlarıdırlar..

 

Abhazya, Emperyalistlerin baskılarına, Gürcü Faşistlerinin askeri provakasyonlarına karşı yıllarca direnmiş ve diz çökmemiştir..

 

Putin’in “Abhazya’ya uygulanan ambargoyu kaldırmasına“ da, vijdansızlar bu nedenden dolayı, kızmakta ve Putin’i şiddetle protesto etmektedirler..

 

Bu arada, ABD’den ve AB ülkelerinden Abhazya’ya görüşmeye gelmeye devam eden temsilciler, Türkiye’ye uygulayıp, sonuç aldıkları “havuç ve sopa politikasını“ Abhazya’ya da dayatmışlardır.. Fakat Abhazya’daki yönetim, Hainlerden oluşmadığı için, “Havuç ve sopa“ politikaları, geri çevrilmiştir..

 

Soruyoruz bir daha:

 

Abhazya’nın dostları kimdir? ABD mi? AB ülkeleri mi? Gürcü Recep’in hükümeti mi?

Bu sorumuza içimizdeki Truva atlarının ve korkakların cevabı şöyle başlar:

Fakat… Lakin.. Gerçi haklısın ama……… ve devam eder gider!.

 

Asimile olmuş kişilerin “nerelerde olduğuna” da misal olarak, Gazeteci Rauf Tamer’i verelim:
R.Tamer 21.4.2008 tarihli yazısında, Atatürk’e methiyeler dizdikten sonra: “Gençliğe seslenişi, bir edebiyat şaheseridir. “Muhtaç olduğun kudret” başka hangi dilde manâ bulabilir? “Damarlarındaki asil kan” başka hangi gençlikte aranabilir? Dünyada hiçbir lider, çocuklara bayram armağan etmez... Hem de Ulusal Egemenlik’le yüklü bir bayram... Dopdolu bir kavram. İşte bakın. 23 Nisan artık Türk Çocuklarından öte Dünya Çocukları’na mal olmaya başlamıştır.” diyor..

Rauf Tamer, Kanının gereklerini unuttuğu için,   sadece Türk gençliğinin damarlarında asil kan var, sanıyor..

Çünkü o, uzun zaman evvel kanını öldürmüştür..

 

Asimile olanlar, o nedenle de hep, gericilerin yanında olmuşlardır.. Çünkü Asil Abhaz kanını taşıyan hiçbir kimse, bilerek, Emperyalistlerin işbirlikçileriyle birlikte olmaz..

 

R.Tamer, 23 Nisan Çocuk Bayramının “Dünya çocuklarına mal olduğunu” söylüyor!.

Doğru olmasına doğru da, Antalya’daki 23 Nisan kutlamasında, Birleşmiş Milletlerce tanınmayan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinden, Moldovya’daki GAGAVUZ Türklerinden, Ukrayna’ya bağlı Kırım’dan, Nijerya’dan, Japonya’dan ve yeni tanınan Kosova’dan, bile çocuklar vardı.. Acaba neden Abhazya’dan çocuklar yoktu?.

Abhazya Dünya’da değil de, başka bir yıldız’da mıydı?.

Trabzon’un tam karşı sahilinde değil miydi?

Abhazya, Türkiye’ye Japonya’dan çok yakındı ama, Gürcü Recep ve ona bağlı olan uşakları, Abhazlara düşmandılar..

 

Bu düşmanlık; Devlet Başkanımızın Türkiye’ye gelmesinin engellenmesinin ardından, şimdi de, 23 Nisan kutlamalarında, tekrar görülmüştür.. Bunları görmeyenlerin gözleri kör müdür?!..

23 Nisan 1920, Türkiye Büyük Millet Meclisinin açıldığı tarihtir.. Mustafa Kemal Atatürk, o günü çocuklara, bir bayram olarak hediye etmiştir.. Ve bu meclisin seçtiği ilk başvekil, ne acıdır ki, Abhazya kökenli Abaza Rauf Orbay’dır. Onun kanını taşıyanlar ise, bu kutlamalarda yoktur!.

Bizler, Türkiye’nin kurulmasına kanıyla ve canıyla katkı sunanların Torunlarıyız..

Bizim generasyonumuz da, bugüne kadar, Türkiyenin bağımsızlığı, yani namusunu korumak için uğraşanlarla hep beraber olmuştur..

 

Yani, bizim Türkiye üzerinde çok emeğimiz vardır. O nedenle de, Türkiye’nin Anavatanımız Abhazya ile dost olmasını istememiz kadar doğal ne olabilirdi?.

 

Ancak 1992 Temmuz’undan bugüne kadar, Türkiye’de iktidara gelenlerin hepsi, Faşist Gürcü yönetimlerinin yanında yer almışlardır..

 

Bugün de, Türkiye’yi yöneten Anti Kemalist Parti, Abhazya düşmanı politikayı, katlayarak sürdürmektedir..

Biz neler yapabiliriz?.

Biliniyor..

Bekleniyor..

Türkler “Pire için yorgan yakılmaz!." der..

Kutsal Kitap da “Her şeyin zamanı var.” der.

Dünya kamuoyu “Abhazlar haklıydı” diyeceği ana kadar, beklenecektir!.

Abhazlara dost olanlar dost olarak, Dostluğumuzu kabul etmeyenler de düşman olarak görülmektedir..

Abhazlar için artık, Düşman bir olmuş, iki olmuş fark etmemektedir..

 

Gürcü Faşistleri ve yandaşları ülkemize saldırdıklarında, artık “mesele” sadece, düşmanların nerelere gömüleceğidir..

 

Bir kısmı mecburen Abhazya’da gömülecektir..

 

Fakat çok büyük bölümünün, kendi topraklarında gömülecekleri bilinmektedir..

 

Bunu bilenlerdeniz. Apsuvalar söylenenlere inanır.

 

Çünkü Apsuvalar dediklerini yaparlar..

 

..VE Gürcü Recep, geçenlerde: İstanbul-Bağcılar’da “Bu memleketin evlatlarını şehirli, kenar mahalleli veya göbeğini kaşıyanlar-kaşımayanlar diye ayırıyorlar... Ama biz hiçbir zaman ayırmadık..” diyerek, “oy kullananların nitel durumuyla ilgili düşüncesini açıklayan” bir kişiye karşı halk’ı kışkırtıp, yalan söyleyerek -yine- Şeytan’ın çocuğu olduğunu göstermiştir..

Çünkü Gürcü Recep, medya’ya açık toplantılarda, milletin gözünün içine baka-baka “İstanbul’a gelenlere, paran pulun var mı bakalım diye sormalı” diyerek, insanları parası olanlar ve olmayanlar diye, ikiye ayırmıştır..

“İstanbul'a gelenlere vize uygulanmalı” diyerek, ülke içinde Vize koymaya kalkarak, “ne“ olduğunu da göstermiştir..

“İstanbul'a gelenlere vize uygulamak” fikrini ileri süren, Gürcü Recep; Avrupa Birliği'nden ise, Türk vatandaşlarına uygulanan vizeyi kaldırmasını talep etmektedir..

 

İşte bu tutarsız ve hasta bir kafa’ya sahip, Gürcü Recep, şimdi de “ayaklar baş olunca kıyamet olur„ diyerek, işçileri ve çalışan insanları “ayak takımı” yerine koymuştur..

Gürcü Recep, Sendikaların “Taksim’de 1 Mayıs’ı kutlamak” isteğine de karşı çıkmaktadır..

 

Oysa yılbaşında ve başka zamanlarda itin-kopuğun, sapıkların ve sarhoşların Taksim meydanını doldurarak, “eğlenmesine“ ses çıkartmamaktadır..

 

“1 Mayıs’ın tatil günü” olmasını da istememektedir.

Bir tatil gününün, Türkiye’ye çok para kaybettireceğini söylemektedir..

 

Be hey! Takiyyecilerin, yalancıların başı, Şeytanın çocuğu Gürcü Recep:

Ramazan ve Kurban bayramlarında, Cumartesi ve pazarları birleştirmek için, aradaki günleri de tatil ilan ederek, tatil günlerini uzatanlar, sizler değil miydiniz?...

 

Ve bu Gürcü Recep, “göbeğini kaşıyanları“ aslında çok sever..

 

Çünkü Yazar Bekir COŞKUN’un tabiriyle “Sözü edilen, Göbeğini kaşıyan adam; köylü, kenar mahalleli, parası olan, parası olmayan değildir. Göbeğini kaşıyan adam; okumayan, dinlemeyen, duymayan, görmeyen, olupbitenleri anlamayan... Kendi haline bakıp da niçin süründüğünü sorgulamayan... Teslimiyetçi, kaderci... Çağdaşlık ve uygarlık gibi bir derdi olmayan...Beleş ve avanta ile iradesini satan adamdır..“

 

İşte bu nedenle, Anti Kemalist Parti, “Göbeğini kaşıyan adamların“ sayısı, daha da artsın diye, dinci kanallardan başka, Kanal D, ATV, Star, Show ve Fox Televizyonlarını destekliyor..

 

Bu programlara tepki verenlerin, Anti Kemalist Parti’ye yönelmesi için, ahlaksızlığı yaygınlaştıran magazin programlarına hergün bir yenisini ekletiyor..

Ülkelerinin problemleriyle ilgilenmeyen yüzbinlerce Futbol salağının fazlalaşması da, Anti Kemalist Parti’nin işine gelmektedir.

Onun için, o alana da el atmışlardır..

 

Yılda enaz birkaç “adam“ değiştirenleri, “saygın Ses sanatçısı“ olarak lanse edenler de bunlardır.

Filimlerde ve diziler’de, Küpeli ve Atkuyruklu homo görünümlü oğlanları, gençlere, kahraman olarak gösterenler de, Homoseksüelleri baş sanatçı olarak sahneler de alkışlatanlar da bunlardır..

 

Solcu geçinen sahtekarları, sol adına Televizyonlara çıkartıp, “kem-küm“ ettirerek, gerçek sol’un gözden düşmesine sebep olanlar da bunlardır..

 

Oysa bu Takiyyecilerin Profesör ünvanı taşıyanları bile, canlı yayında, gerçek bir Devrimciyle tartışamaz..

Bu nedenden dolayı, Devrimciler, büyük TV kanallarının, tartışma programlarına çıkartılmamaktadırlar..

..Gerçek Türk vatanseverlerinin nasıl ezildikleri, Türk Silahlı Kuvvetlerine alternatif bir güç oluşturmak için Tarikatçı Polislerin yaptıkları çalışmalar, Sol’u bölmek için, döneklerin, Avrupa’da ki birtakım fonlarla desteklenerek “sahibinin sesi“ yapıldıkları bilinmektedir..

 

Bütün bu “işlerin“ arkasında, CIA ve onun Truva atı olan, Anti Kemalist Partililer ve de onların satın aldığı kişiler vardır.

 

Türkiye şu anda; Emperyalistler ve Takiyyeciler tarafından “ayyıldızı“ esir alınmış bir ülkedir..

Fakat Bizler, “Türkiye’yi pazarlamakla mükellefim“ diyenlerin, Kurtuluş savaşında olduğu gibi, yine yenilgiye uğratılacaklarına inanıyoruz...

Dileğimiz bunun kısa zamanda olmasıdır..

 

“Türkiye’nin ve Abhazya’nın düşmanı, Anti Kemalist Parti hükümetiyle dost olanlar, onlarla uzlaşarak, halkı kandırmaya çalışanlar, düşmandır.“

Çünkü onlar Truva At’ıdır...

 

Saygıya layık olan büyüklerimize saygılar, Yiğit kardeşlerimize de sevgilerimizi sunuyoruz..


Kırgız Ajönba

24 Nisan 2008

Facebook Facebook Digg Digg Google Google Del.icio.us Del.icio.us
Diğer KIRGIZ AJÖNBA Yazıları
Bütün Yorumları görmek için tıklayınız!
Hava Durumu
ANKET
Aleksandr Ankvab'ın Siyasete Dönüşünü Onaylıyormusunuz
Diger anketlerimiz için tıklayın...
Yol Durumu

©
Copyright 2011 Abhazyam.com Her hakkı saklıdır.