23 Temmuz 1992'de, yani 16 sene evvel bugün, Abhazya Parlamentosu, bağımsızlık kararını dünyaya açıklarken, Diasporadan anavatana gelen bizler, o tarihi günü, orada kardeşlerimizle birlikte coşku içinde yaşamıştık..
Bundan 2 gün evvel ise, KAF-KUR Başkanı Dr. Nejdet Hatam, Almanya Çerkes Kültür Dernekleri Federasyonu Başkanı Dr. Batıray Özbek ve Ben, Abhazya devlet başkanı W.Ardzınba ile özel bir görüşme yapmıştık..
Ogün orada konuştuklarımız, yazılı olarak sunduğumuz politik Rapor'daki, eleştiri ve önerilerimiz “tarihimize“ mal olmuştur!. O nedenle, bunları tekrar etmeyeceğim.
Fakat kısaca şunu söylemek de gereklidir.. “Ne dediysek ve ne yazdıysak, bunların yüzde yüzünün doğru olduğunu, zaman göstermiştir..“
..Sonra neler oldu?
24 Temmuz 1992'de, yani bağımsızlığımızın ilanından birgün sonra, Abhazya Devlet Başkanı, yanına diğer yetkililerini de alarak, Türk yöneticilerle “görüşmek üzere,“ Türkiye'ye uçtu..
Biz “Özal'a, Demirel'e, İnönü'ye ve H.Çetin'e güvenilmez.“ demiştik.
“Bunlar kendi halkına ihanet eden hainlerdir“ demiştik.
“Bunlar da oyun çoktur. 15'leri hatırlayın. O nedenle gitmeyiniz.“ demiştik..
“Bunlardan birşey çıkmaz. Onların yerine, Türkiye demokrasi güçleriyle ilişkiler kurulmalıdır“ demiştik!.
Bizler yıllarımızı “zengin olmak için“ harcamamıştık.
Bu sebepden dolayı milyonlarımız yoktu.
Ama Politik bilincimiz, yüreğimiz ve bileğimiz vardı..
Fakat, Abhazya'daki “kimileri için“ bu özelliklerimizin önemli olmadığını “ne yazık ki“ sonradan öğrendik..
Onlar inanmak istediklerine, yani İşbirlikçi "çerkes" burjuvalarının ve bazı bürokratların sözlerine inandılar..
Ölmeye hazır vatanseverlerin yerine, Türk hükümetlerinin önünde herzaman “Dizçökmüş kişilere“ güvendiler!.
Onları dinlediler ve Türkiye'ye geldiler..
Türkiye'de görüşmek istedikleri yetkililerin içinden “hiçkimse“ onları ciddiye almadı ve konuşmadı..
Böylelikle, Bizler ve Abhazya küçük düşürüldük..
Aynı şey, yeni Devlet Başkanımız Sergey Bagapş'ın gelmesi engellenerek, tekrar edildi..
Bu rezilliklerin yaşanmasına Abhazya'ya yanlış bilgi verenler ve onlara inananlar sebep olmuşlardır..
Bu olaylardan sonra sert tepkiler verilmesi gerekirken “devletle bilek güreşi yapılmaz“ diyen “Thamateler“ boy göstermişlerdir..
“Rezilliği örtmek adına“ TC. Dışişlerini “aklama“ anlamına gelen açıklamalar yapılmıştır..
Bu “yollar“ Yol değildir..
Bu yol Abhazya'ya ve Abhaz Vatanseverlerine İHANET yoludur..
Peki, BİZ bugün için ne öneriyoruz?. Biz diyoruz ki;
1.“Anti Kemalist Parti Hükümeti, hem Türkiye'nin ve hem de Abhazya'nın düşmanıdır.. Abhazya'dakiler ve Diasporadakiler, Politikalarını buna göre dizayn etmelidir..“
2.“Rusya, Abhazya'nın tek dostu olarak görünmektedir. Onun dostluğuna uygun politikalar geliştirilmelidir.“
3.“Akraba ve eş-dost ilişkileri üzerinden kurulan yapılanmalar, ölü doğmuş bebeklerdir.. O nedenle, Diaspora'da sadece Vatanseverlerin öncülüğündeki yapılar, muhatap alınmalıdır.“
4.“Diaspora'daki Thamate'lik müessesesi; hükümetlere kölelik, politik korkaklık ve siyasi aymazlık bataklığından çıkartılmalıdır.. Bunun yolu, Namusunu korumuş sülalelerin, kendi politik temsilcilerini seçerek, Sülaleler Konseyini yaratmasından geçmektedir.. İhanet eden sülaleler, Konseyce açıklanmalıdır..“
5.“Sülaleler Konseyi, Türkiye'deki nüfusumuz içinden, belirlenecek adayların, mahalli ve Genel seçimler'de, göreve gelmesi amacıyla, gereken her türlü yöntemi kullanmak üzere, çalışmaları başlatmalıdır.. Bu, hem Türkiye'nin demokratikleşmesi, güçlenmesi, vatandaşlarının huzur ve refah içinde yaşayabilmeleri için ve hem de Abhazya'nın dost ve güçlü bir Türkiye Cumhuriyeti Devletine ihtiyacı olduğundan dolayı, gereklidir.. Müttefiklik ilişkilerine de bu açıdan bakılmalıdır.“
6.“Sülaleler Konseyi, Diaspora'da halkımızın her işine yardımcı olacak çalışmaları desteklemeli ve kendisi de yapmalıdır.“
Bu çizgide çalışıldığında, “herkes“ ve “her ülke“ Abhazların ve Abhazya'nın ciddiye alınması gerektiğini bilecektir..
Bugünlerde 1000 kişilik ABD askeri ile, Gürcü Faşistleri birlikte Abhazya sınırına yakın bölgelerde tatbikat yapmaktadır..
Yarın Onlara, Anti Kemalist Parti Hükümetinin emriyle Türk Askerleri de katılacaktır..
Çünkü bugün, Atatürkçü geçinen Generallerin korkaklığı ve ihaneti nedeniyle, Türkiye Haini ve Abhazya'nın düşmanı Gül A. Ordunun başkomutanı mevkiinde oturmaktadır..
Amerikalı, Gürcü ve Türk askerleri beraberce Abhazya'ya saldırdığında, Biz vatanımızı tekrar savunacağız.
İşgalcileri 1992-1993'de olduğu gibi yine hiç acımadan yok edeceğiz...
Şimdi Abhaz olduğunu sananlara soruyoruz;
Türkiye'ye “memetçiklerin“ cenazeleri gelmeye başladığında “şehitler ölmez“ diye bağıranlarla beraber mi olacaksınız?
Askere gidip, Abhazya'da bize karşı savaşacak asker adaylarını “en büyük asker, bizim asker“ diye uğurlayacak mısınız?“
Düşününüz!.
Biraz Beyniniz varsa,
birazcık namusunuz kaldıysa,
hiç olmazsa MHP'liler gibi yapın. “Titreyin ve kendinize dönün!“
Özür diliyerek, Abhazlığa dönmeyenlerin hepsine LANET olsun!.
Anti Kemalist Parti Hükümetinin başı Gürcü Recep, Abhaz kanına ve de Kafkasyalılık kimliğine ihanet edenler, “Abhazya, Abhazyalılarındır“ bunu hiç unutmayınız!.
Sizler, Türkiye'yi emperyalistlere pazarlamaya devam edebilirsiniz.
Fakat, Abhazya'yı, hiçbir zaman ve hiçbir yere pazarlayamazsınız..
Çünkü Abhaz Vatanseverleri ve Dostları; düşmanlarına, hertürden işbirlikçiye ve onların yakınlarına, asla acımayacaklardır..
Çünkü bizler, “sözde değil, özde Vatanseverleriz.“
Saygıya layık olan büyüklerimize saygılar, Yiğit kardeşlerimize de sevgilerimizi sunuyoruz.
Kırgız Ajönba
23 Temmuz 2008
www.hamburgabhazyadostlukdernegi.blogspot.com
had-der@web.de