Hamas; Filistin halkının çoğunluğunun (aynı AKP gibi) oyunu alarak seçilmiş ve İsrail’i yok etmek amacıyla kurulduğunu tüm dünya’ya defalarca açıklamış bir örgüttür..
Hamas’ın, İsrail’e başlattığı Roket saldırılarına karşılık olarak, İsrail Devleti de, cezalandırma operasyonlarına başlamıştır..
Bombalanan bölgelerde -ne yazıktır ki- savaşın müsebbibi olmayan bebekler ve çocuklar da, ölmeye devam ediyor..
Bu acı görüntüler; 29 Mart’da Türkiye’de yapılacak yerel seçimler de “oy kapmayı“ planlayan hertürden Takiyyeci “Lider“ ve vijdanı sızlayan insanları -İsrail’e karşı söylemlerle- alanlara fırlatmıştır..
Şimdi Biz; Abhaz ve Osetler olarak soruyoruz;
Filistinde ölenler için, Televizyonlara çıkıp ağlayan Arap Emine Erdoğan hanım; Osetya ve Abhazya’da bizim çocuklarımız, Gürcü Faşistlerince öldürülürken, neden çıkıp ağlamamıştı?.
Emine hanım Arap olduğu için, Araplar için sahnede yerini alıp, üstüne düşeni yapıyor..
Recep bey Gürcü olduğu için, Faşist Gürcüstan yönetimini desteklemeye devam ediyor..
“Bizim soysuzlar“ ise, bu “takiyyeci“ düşmanlarla beraber olmaya ve onları desteklemeye devam ediyorlar!.
Abhazlığı, Adigeliyi kimseye bırakmayan “Parababalarımız“, “Bürokratlarımız“ ve “aydınlarımız“ ağızlarını açıp AKP hükümetine karşı tek kelime söylemiyorlar.
Kalemlerini bunlara karşı hiç kullanıyorlar, Fakat AKP’nin desteklediği “eylemlerde“ hemen boy gösteriyorlar..
İsrail’e karşı yapılan eylemlere -vijdanı sızladığı için- katılan insanlar!
Bizler Osetya ve Abhazya’da katledilirken, sokaklara bizimle beraber çıkıp, Faşist Gürcüstan yönetimine destek veren AKP hükümetini, ABD ve AB ülkelerini neden protesto etmediniz?..
Fettullah’çılar, bizler Osetya ve Abhazya’da katledilirken neredeydiniz?..
Mazlum-der'ciler, bizler Osetya ve Abhazya’da katledilirken neredeydiniz?..
Nurcu’lar, bizler Osetya ve Abhazya’da katledilirken neredeydiniz?..
Nakşibendi’ciler, bizler Osetya ve Abhazya’da katledilirken neredeydiniz?..
El-Ezherci’ler, bizler Osetya ve Abhazya’da katledilirken neredeydiniz?..
El-Kadı’cılar, bizler Osetya ve Abhazya’da katledilirken neredeydiniz?..
Solcu geçinen düzenbazlar, bizler Osetya ve Abhazya’da katledilirken neredeydiniz?.
Entel geçinen küpeli, atkuyruğu saçlı, ABD ve AB’nin uşağı Mutantlar!. Bizler Osetya ve Abhazya’da katledilirken neredeydiniz?..
1915 olayları! için “özür“ mektubu yazan, "aydınlar", bizler Osetya ve Abhazya’da katledilirken neredeydiniz?.
Faşist AKP hükümetine karşı, neden imza kampanyası açmadınız?.
..Filistinliler için üzüldüğünü iddia eden Gürcü Recep bey; 2004 yılında ABD’deki Musevi lobisi Anti-Defamation League ile American Jewish Committee’den "cesaret ödülü" almış dünyadaki tek İslam devlet adamıdır!.
Gürcü Recep bey şimdilerde;
tabanının,
apolitiklerin,
entel züppelerin ve
“salon solcularının“ gözünü boyayıp onların oy’larını almak için, İsrail’e karşı, atıp-tutuyor!.
Masumların ah’ından bahsediyor..
Fakat; Gürcü Recep bey, İsraillilerin ona verdiği “ödülü“ geri vermiyor!.
Gürcü Recep bey “İsrail’le, diplomatik ilişkilerin gözden geçirilmesinden, askeri antlaşmalardan, ihalelerden, İsrail Hava Kuvvetlerine Konya çevresinde uçuş eğitimi yapabilmesi için verilen izinlerden hiç bahsetmiyor!.“
Filistinlilerin yanında olduğunu iddia eden;
Gürcü Recep bey “İsraille olan ilişkilerini kesmez!. „
Gürcü Recep bey “İsraille yaptıkları Askeri antlaşmaları iptal etmez!.“
Gürcü Recep bey “İsraille yaptığı ticareti bırakmaz!.“
Gürcü Recep bey “Venezuela devlet başkanı Hugo Chávez gibi yaparak, İsrail Büyükelçisini ülkesinden kovmaz!.“
Gürcü Recep bey “bunların“ hiçbirini yapamaz?.
Çünkü onun tutarlı bir kişiliği yoktur ve gerçek Dostları da bellidir!.
Gürcü Recep bey; Suriye, Ürdün, Mısır ve Suudi Arabistan’a gitti. Devlet başkanlarıyla görüştü.. Onları İsraile karşı tavır koymaya çağırdı!.
Kameralar karşısına tekrar-tekrar çıkıp, ölen Filistinlilerin sayısından bahsetti.. “Böyle bir trajedi karşısında sakin duramazdık. Üzerimize düşen görevi yerine getirmek için adımlarımızı attık“ dedi..
Gürcü Recep bey; Filistinlilere destek vermeyi “görevi“ kabul ediyor.. Bunun için de sözüm ona büyük çabalar gösteriyor..
Fakat Faşist Gürcü saldırılarına maruz kalan, Osetlere yardım etmeyi ise “görev“ olarak, acaba neden görmüyor?.
Gürcü Recep bey; Faşist Gürcü kardeşlerine verdiği silahlarla, ne kadar Oset ve ne kadar Abhaz’ın öldürüldüğünü ve öldürülmekte olduğunu hiç merak etmiyor!.
Vijdan azabı duymuyor..
Kosova, Sırbistan’dan ayrılıp, bağımsızlığını ilan ettiğinde, Gürcü Recep bey ve onun başında olduğu AKP hükümeti “Sırbistan’ın toprak bütünlüğünden yanayız. Kosovalı Arnavutlar ayrılıkçıdır“ dememiştir..
Tam tersine hemen Kosova’nın bağımsızlığını tanımıştır..
Bayraklarını bile yaptırıp, göndermiştir..
Abhazya’nın ve Güney Osetya’nın bağımsızlığı gündeme geldiğinde ise, Gürcü Recep bey ve Satoğlu A.Gül; Abhazya ve Güney Osetya’nın bağımsızlık ilanlarına karşı çıkmış ve “Gürcüstanın toprak bütünlüğünün korunmasından yanayız“ diyerek, Bizi “ayrılıkçılıkla“ suçlamıştır..
Dindar geçinen bu Takiyyeci Gürcü Recep bey; Faşist Gürcüstan yönetiminin saldırgan politikasına her türlü desteği verdiği için, savaşın çıkmasının da sorumlusudur..
Ahiret'de Şehitlerimizin elleri, onun ve tüm AKP’lilerin yakasında olacaktır.
Gürcü Recep bey; “Aslında Filistin’in geneli bir hapishane.. İnsanlığın burada duyarlı olması gerekiyor” diyor ve İsrail’den, “Filistinlilere uygulanan ambargoyu kaldırmasını“ istiyor!..
Fakat Takiyyeci Gürcü Recep bey ve onun AKP hükümeti, Abhazya’ya uyguladıkları ambargoyu kaldırmıyor!.
“İsrail, Gazze’ye saldırıyor“ diye, kızıyor!.. Faşist Saakaşvili yönetiminin, Güney Osetya’ya saldırısını ise destekliyor!.
Ve bu Takiyyeci Gürcü Recep bey,
9 Ağustos 2008’de,
yani Faşist Gürcü birliklerinin, Güney Osetya’ya saldırıya geçişlerinin ikinci gününde,
Sarp sınır kapısından Gürcistan’a, onlarca tank ve zırhlı arac daha göndererek, katliama lojistik destek sunmaya devam etmiştir..
Bunu Hopa’da yaşayanlar, Rus Gazeteciler ve Bizler de görmüşüzdür!.
Rusya Federasyonu; Rusya vatandaşı olan Osetlerin “imdat“ çağrısı üzerine, Genosid’i önlemek amacıyla, Güney Osetya’ya gelince, Faşist Gürcü Birliklerinin hepsi gerisin-geriye kaçmıştır..
AKP hükümeti ise; ABD ve AB ülkeleriyle beraber, Genosid’i engelleyen Rusya Federasyonunu kınamışlardır!....
Daha sonraki süreçde, Rusya Federasyonu; Abhazya Cumhuriyeti ve Güney Osetya’nın bağımsızlıklarını tanımıştır..
Sohum’da, Tsinval’de ve Moskova’da karşılıklı olarak Büyükelçilikler açılmıştır..
Rusya Federasyonu, Abhazya Cumhuriyeti ve Güney Osetya arasında, Dostluk ve Güvenlik antlaşmaları da imzalanmıştır..
Bunların sonucu olarak şu an da; Dost ve müttefikimiz Rusya Federasyonunun savaş gemileri, AKP hükümetinin, ABD ve bazı AB ülkelerinin desteklemekte olduğu Gürcü Faşistlerinin saldırılarına karşı -Abhazya Cumhuriyeti’nin karasularında seyir halinde bulunarak- “kalkan görevini“ yerine getirmektedir..
..Tekrar İsrail’e gelelim..
İsrail’in şu an’da neler yaptığını herkes anlatıyor!.
Benim bunları tekrar yazmama gerek yok!.
Ben işin, başka yanlarından bahsedeceğim..
Elimizdeki dökümanlardan yola çıkarak; sonuçlardan değil, nedenlerden ve İsrail devletini kuranlardan bahsedeceğim:
"Yahudi Diasporasının; 2000 yıllık siyasi, ekonomik, örgütsel birikimi ve elde ettiği sonuçlar müthiştir."
O nedenle diyoruz ki “Kafkasya Kökenliler olarak bizler, bu tecrübelerden yararlanmalıyız!.”
Tekrar ediyorum.. İsrailliler yaklaşık 2000 yıl sürgün’de yaşamıştır. Dil’e kolay 2000 sene.. Bizim gibi 145 sene değil!.
İsrailliler bu süreç içinde, yaşadıkları ülkelerde, hertürden anti-demokratik baskıya, aşağılanmalara, iftiralara, işkencelere ve katliamlara uğramışlardır..
Bu uygulamalara karşı; kendilerini öncü gören Yahudiler, 2000 yıllık sürgün döneminde, karşılaştıkları bütün olumsuzluklara rağmen, her türden yönteme başvurarak, anavatanlarına dönebilmenin koşullarını yaratmak için -sürekliliği olan, disiplinli- çabalar harcayarak, “vadedilmiş topraklarda” kendi devletlerini tekrar inşa etmek hedefine yürümüşlerdir
Hakim ulus ve devletlerin içinde; doğal ve politik asimilasyona karşı önlem almak, saldırılara karşı halkı savunmak için saldırı örgütleri kurmak ve iç dayanışmayı sağlamak amacıyla, gizli-açık birçok, değişik türde “teşkilat“ yaratmışlardır..
Bulundukları ülkelerin yönetimlerinin uşağı olanları, kültürlerine ve teşkilatlarına ihanet edenleri cezalandırmışlardır..
Yarattıkları örgütlerin gücüyle; bulundukları devletlerin siyasilerini ve siyasetlerini etkilemişler, bazı büyük devletleri, yönlendirebilme gücüne erişmişlerdir..
..Sonunda; yaratılan ekonomik, siyasal ve örgütsel güç’le -tarihin izin verdiği ortamda- devletlerini yeniden kurmuşlardır..
Yahudi Diaspora’sının içinden İsrail’e dönmesi gerekenler ve yaşadıkları ülkelerde kalacak olanların görevleri de belirlenmiştir!.
İsrail milletinin tarihini, yani neleri ve neden yaşadıklarını, çilelerle geçen 2000 yıllık geçmişini, Mukaddes Kitap’dan da, yararlanarak öğrenmek önemlidir!.
Arapların, “islamı yayma“ adı altında Ortadoğu’da, Anadolu’da ve Kafkaslarda yaptığı katliamları, Dostlarına yaptıkları ihanetlerini ve emperyalist devletlerin isteğiyle sınırları çizilen “Arap“ devletlerinin tarihi de, iyi bilinmelidir..
Sonra da oturup “biz hangisinin yerine kendimizi koyarak, ders çıkartmalıyız“ diye düşünmeliyiz..
“Biz, Abhazları ve Osetleri yok ederek, Vatanımızı işgal etmek istediğini açıklayanlara ve onlara destek verenlere karşı“ politikamız ne olmalıdır?.
Politikalarımızı hayata geçirecek örgütlenme, nasıl yaratılmalıdır?.
Müttefiklerimiz kimler olabilir?.
..Kafkasya kökenlilerin çoğunluğu 1864 ve 1878’de Osmanlı imparatorluğuna, az bir kısmı da 2.Dünya savaşı sonrasında Türkiye’ye gelmiştir..
Yani Anavatan’dan kopalı -enfazla- 145 sene geçmiştir!.
Fakat maalesef şu an'da, Diaspora’daki nüfusumuzun en çok olduğu Türkiye’de yaşamakta olan Abhaz, Adige, Oset ve Çeçenlerin büyük bölümü asimile olmuştur..
O nedenden dolayıdır ki; Anavatanımızın ve halkımızın düşmanı olan Faşistlerin, Dindar geçinen takiyyecilerin, Atatürkçü geçinen Hırsızların ve sahtekar “solcuların“ Partilerinin etkisi altındadırlar..
Niçin böyle olmuştur?.
İsrail’in 2000 yıllık Diaspora geçmişini bilirseniz.. Nedenleri de, Çözümü de görebilirsiniz..
Halkımızın bu duruma düşmesine sebep olan, İşbirlikçi-Hainlere ve "düşünsel tahribatlara" karşı çıkılması gerekmektedir..
Bu da ancak; Devletimizin ve insanlarımızın çıkarlarını ve de kültürümüzü savunan, bir yapı ile mümkündür..
Halkımızı; “iç ve dış düşmanların“ etkisinden kurtarabilecek bu tür yapıları ancak, Devrimciler ve diğer Vatanseverler birlikte yaratabilir..
Fakat Kafkasya Kökenli Devrimcilerin çoğu, hala çeşitli örgütlerde, Türkiye’de Devrim yapmak için uğraşmaktadır..
Kafkasya kökenli diğer Vatanseverler de “Demokratik Türkiye“ için koşuşturmaktadır..
Diaspora ve Kafkasya’ya yönelik olarak, Kafkasya Kökenliler içinde çalışma yapan Devrimciler ve diğer Vatanseverlerin "çoğunluğunun birliği de" dış faktörler nedeniyle, halen başarılamamıştır..
Bunların sebepleri; Kafkasyalılar Birliği, Hamburg Abhazya Dostluk Derneği ve Suvaridergi sitelerinde (Aziz Abaza, Eşref Abaza, Kenan Abaza ve Vural Abaza tarafından) anlatılmıştır.
“Diaspora’da neler yapılmalı ve nasıl yapmalı“ konularını konuşanlar, bu yazıları yazanlar, bunları okuyup kabullenenler ve yeni önerilerde bulunanların, 2009 yılında buluşmaları beklenmektedir..
Bu toplantı’da;
"Geçmiş mücadele dönemi gözden geçirilecek, bazı kişiler ve konular açıklanacaktır.."
"Somut durumun tahlili yapıldıktan sonra, hedefe götürecek yapı, tekrar dizayn edilecektir."
Bu düşünce; gerçek Türk Vatanseverlerince de, desteklenmektedir..
Bütün Yiğit Kardeşlerimize selamlarımızı sunuyoruz.
Ajönba KIRGIZ
13.01.2009
Had-der@web.de
www.hamburgabhazyadostlukdernegi.blogspot.com