Değerli kardeşim ve Dostum Fatih ATAN,
Gönderdiğin mesaj sayesinde bizlerden bahseden “malum“ yazıyı okuma “bahtiyarlığına“ erdim!.
Okurken, düşündüm, gülümsedim.. Hayret, hiç kızmadım, çünkü gençliğim aklıma gelmişti..
..Sadece; Felsefenin Temel ilkeleri, Devlet ve Devrim, Şehir Gerillası, Che’den anılar, Ekonomi-Politik ve Türkiye Devriminin Yolu kitaplarını okuyarak “Devrimci“ olmuştum.
“Bu kadar bilgi bana yeter, ben teorisyen mi olacağım?. Ben askerim“ demiştim..
Türkiye Devrimi için ölmeye hazırdım..
“Onlar bilir.. Onlar söyler biz yaparız“ diye düşünenlerdendim..
Sonraları; nekadar eksik bildiğimiz ve inanıp çok sevdiğimiz arkadaşlarımızın da eksik bildikleri ortaya çıktı!.
Fakat kimsenin bize “hain“ diyeceği bir duruma düşmedik..
22-26 yaşlarındaydık!. Kurşuna dizildiğinde, idam edildiğinde arkadaşlarımız..
..Genç'in yazısını bitirdiğimde tekrar düşündüm..
“Yarın işimiz çok, Genç için bu gece yazmalıyım“ dedim..
Dost, bitirdiğimde sana göndereceğim..
Çünkü sabah senin gibi, ben de yola çıkıp, Alman Faşistlerinin katlettiği, Rosa Lüksemburg’un anma yürüyüşüne katılmak üzere Berlin’e gideceğim..
“Malum“ Genç; bizlerden “bu adamlar“ diye bahsediyor!. Aklınca küçümsüyor!.. Oysa doğru söylüyor.. Doğrudur!. Bizler ADAMIZ!.
Bu "malum" Genç; birilerine demiş ki “bu adamların peşinden gidilmez.“
“Bu adamlar“ diye tanımladığı kişilerin, yazılarını bile okuyup anlayamadığını, “ben çıkamadım işin içinden“ diyerek ortaya koyan, bizi hiç tanımayan bu genç, anlaşılan hiç merak edip sormamış çevresindeki yiğitlere, “kimdir bu adamlar?“
Hadi neyse!..
Genç’in yazısında ki sıralamaya göre –onun merakını gidermek için- anlatalım!.
“Bu adamlar“ dediği bizlerin, ortalama yaşı 60 civarındadır.. Mesela ben 64 yaşındayım..
Bizler, bugüne kadar hiçbir zaman, hiç kimseye “peşimizden gelin“ demedik..
Ammaaa “Kartallar ve Aslanlar biraraya gelmelidir“ demişizdir ve demekteyiz de..
“Düşünsel birlik sağlanmalıdır“
“İç disiplini olan yapılar yaratılmalıdır“
“Karar alınmadan evvel, konular tartışılmalıdır ve ondan sonra alınan kararlar ise tartışmasız uygulanmalıdır“ demişizdir.
“Kollektif önderlik halkımızın yapısına en uygun olanıdır“ demişizdir..
“Önce Vatan“ demişizdir“
“Bizim anavatanımız Abhazya’dır“ demişizdir..
Çok “şey“ demişizdir..
Bir çoğunu da yapmışızdır..
Bazıları için ise sabahı beklemekteyiz!.
Biz yanlış yapan herkese, “kendi doğrularımızı“ anlatmışızdır.. Yazmışızdır..
Değişenleri ve gelişenleri ise kutlamışız..
Selamlamışız.
Saygılar sunmuşuz ve hatta rahmetli Aşanba Orhan beyin Hastane odasında yattığı yerde, Diaspora’daki çalışmalarından dolayı, ayağını bile zorla tutup öpmüşüz!.
Ama kendi elimizi çok az insana -mecburen- öptürmüşüz!.
Ekmeğimizi yiyip, geri gidenlerin ise; arkasından bile bakmamışızdır!.
Hamburg Abhazya Dostluk Derneği, 21 Şubat 1995 tarihinde kurulmuştur.. Kuruluş açıklamasında; bu derneği ne için ve kimlerle kurduğumuz ve perspektifimiz de yazılmıştır.. Sitemizde vardır.. Genç’imiz bunu da dikkatle okumalıdır..
Ulusal-demokratik içerikli çalışmalarda, hele de Diaspora’da iseniz, Müttefiklik ilişkileri çok önemlidir..
Hamburg Abhazya Dostluk Derneği’nin bakılmasını önerdiği siteler, bu çerçeve’de olanlardandır..
O sitelerin “taraftarlarıyla“ geçmişte ve şimdi, çok farklı boyutlarda, ilişkiler sözkonusudur..
Onlarla birçok konuda farklılıklarımız vardır!. Fakat bunlar bizim için ikincildir.
Bizler yani “bu adamlar“ “Anavatanımızın baş düşmanı AKP hükümetidir.“ diyoruz..
Bu tespit nedeniyledir ki; “ona karşı olan herkesle, biz birlikte hareket edebiliriz..“ diyoruz..
Bizler yani “bu adamlar“ “kitlemizi, AKP gibi Abhazya ve Türkiye düşmanı partilere kim yönlendirmeye kalkışmaktaysa, onu da düşman olarak görüyoruz..“ diyoruz..
Sitemizde ki www.kurandakidin.net adresine gelince;
bir toplantıda büyüklerimiz “insanlarımızın islam dini ile ilgili bilgilere de ihtiyacı var. Bu konularla ilgili, neden yazmıyorsunuz“ demişlerdi!.
Bizler cevaben “Biz ne yazalım. Herkesin evinde Diyanet’ten mühürlü Kuranı Kerim var. Merak edilenler, kitaptan okunarak öğrenilmelidir“ dediğimizde; onlar, “kolay anlayamıyoruz“ dediler..
Bunun üzerine bir arkadaşımız; (www.kurandakidin.net) sitesini önerdi.. “Orada islam dini ile ilgili akla gelen her konuda bilgi var“ dedi.. İnternet’den bakıldı.. Sakıncalı olmadığına karar verilip, onaylandı ve Derneğimizin sitesine konuldu..
Bizler kimsenin inancına karışmayız.
Bu konuda kimseye de ahkam kesmeye niyetimiz yoktur..
O iş Allah ile kul arasındadır.
Din konusunda, insanlarımızın doğru bilgiler edinmesi kötü değildir.
Bundan kimse rahatsızlık duymamalıdır!.
Bizler yani “Bu adamlar“ Kafkasyalılar Birliği’nin ve taraftarlarının yazılarını okumuşuzdur.. Onların içinden rahmetli olan bazılarını da tanımışızdır.. Eskiden sorularımız olduğunda, onlara sorardık(sonra da oturup, uzun-uzun dinlerdik!.)
Şimdi ise Kafkasyalılar Birliği sitesi sorumlusuna (e.abaza’ya) mail yazıp, sormaktayız.. Bu konularda ”ne düşünüyorsunuz?” diye!. Gençler de isterlerse, aynı yolu izleyebilirler!.
Bizlere “Bu adamlar“ diyen, genç belli ki; Had-der ve KB’nin sitesindeki yazıların hepsini okumamıştır.. Okuduklarını da “anlayamamıştır!”
Ona, “okumak, düşünmek ve araştırma yapmak için, kendine bol vakit ayırmasını” öneriyoruz..
B.Brecht şiirlerinden birinde “Önce ABC’yi öğren! Oku. Sonra sor. “nereden çıktı bu” diye, “çünkü hesabı sen ödeyeceksin” der…
Mütahitlerin, firma sahiplerinin, aracıların, Dinci şarlatanların, Fon'cuların çıkarına olan “düşünceleri” savunmak, insanı zaman gelir utandırır!.
Onun için dikkat edilmelidir.. İnsan etrafına bakınmalıdır.. Soruşturmalıdır.. Duyduklarını gidip, muhatabına sormalıdır.. Dinledikleri üzerine düşünmeli ve sonra karar vermelidir!..
Diaspora’da eskiden “kimler” kimlerle beraberdi? Şu anda kimlerle beraber ve neden?
Derneklerimizde kimler, hangi düşünceleri savunmuştur?.. Şimdi ne diyor? Neden?
Kimler Vatanımızın başdüşmanlarının karşısında düğme iliklemektedir? Neden?
Karanlık denilen kişilerle “kimler“ kol-kola “yürümüştür?” Ve neler yapmışlardır?.
Kafkasyalılar Birliği, sadece DHKP-C ile değil, PKK, Marksist Leninist Silahlı Propoganda Birliği, HEP, DEP, Kurtuluş gibi örgütlerle de “birbiçimde ilişki“ kurmuştur..
Bildirileriyle ve basın sözcüleri aracılığıyla bazı gazetelere de, açıklamalar yapmışlar ve yazmışlardır da..
Bu süreç’de; PKK ile 1 Ekim 1993’de ve DHKP-C ile Ekim 2003’de açıklama yaparak, onlarla ilişkilerini -gerekçelendirerek- askıya almışlardır..
Biz bu “çalışmaların“ bilinmesi, üzerinde konuşulması ve düşünülmesi için, onların sitelerinin adreslerini, Hamburg Abhazya Dostluk Derneği’nin sitesine koymuşuzdur..
Ajönba Kırgız’a gelince;
Ben 64 yaşındayım.. Babam Adapazarı Kayalar Reşitbey’de doğmuştur.. 11 yaşında Erzincan Askeri Lisesine girmişim.. O günden bu güne “askerim..“
Tanınması “gereken“ herkesi, ya tanırım ya da tanıyanları tanırım..
En sol’dan-en sağ’a kadar, her çizgiden insanla, bir Abhaz olarak konuşurum..
Herkese saygı gösteririm..
Onlar beni sever ve bana güvenir..
Bundan dolayıdır ki, Abhazya başta olmak üzere; Almanya’da, Hollanda’da, Fransa’da, İspanya’da, İngiltere’de, İsviçre’de, İsveç’de, Moldovya’da, Bulgaristan’da, Kıbrıs’da, Suriye’de, Saudi Arabistan’da, Azerbaycan’da, Türkiye’de ve Rusya’da, ölümüne sevdiğim birçok dostum vardır..
Her “meslekten” insanları da iyi bilirim..
Yardım isteyenler için ülke sınırı tanımam.. Gideriz ve yardım ederiz..
Dostlarım da benim için aynını yaparlar!.
Yani sevdiklerim ve sevenim çoktur..
Kardeşim Ajönba Kemal’in dediği gibi; “sevmeyenler de var“ dır..
Bunlar: şerefini ve ulusal kimliğini para ve kariyer için satan, sadakat nedir bilmeyenlerdir..
Bunlar şimdi: Abhazya’yı Türkiye’ye “benzetmek“ için uğraşmaktadırlar..
DHKP-C ve Dursun Karataş meselesine gelince;
bu sorunun muhatabı ben olmadığım için; bu konular KB’liyim diyenlere ve DHKP-C basın sözcüsü değerli kardeşimiz Aşba Musa’ya sorulmalıdır.. Onlar sana mutlaka zaman ayırarak anlatacaklardır!.
İnanıyorum ki, onları “dinleyip“ söylenenleri anladığında, gözlerin yaşaracak ve mahcup olacaksındır.. Çünkü “kanın“ seni buna mecbur edecektir..
Büyüğümüz İrfan Argun abimize gelince;
Geçtiğimiz yıllarda farklı konularda, farklı düşüncelere sahiptik.
Bunları ben ve Fatih ATAN bey kardeşim kendisine sözlü ve yazılı olarak bildirmişizdir. Bazılarını da kamuoyuyla paylaşmışızdır..
Fakat benim hiçbir yazım Komite’nin sitesine konulmamıştır.. O nedenden dolayı da 29.12.2008 tarihli ve 56 nolu yazıyı kaleme almışımdır..
İrfan ağbi; bizleri kardeşi olarak kabul ettiği için, bu haklı, fakat sert eleştirilerimizi olgunlukla karşılamıştır.
Bu gün ise; yıllardır gerekli olduğunu düşündüğümüz ve savunduğumuz “Abhazyalılar her alanda kurumlaşmalıdır“ şiarının hayata geçirilmesi için, diğer Kartallar ve Aslanlarla birlikte elinden geleni yapmaktadır..
İrfan ağbi çok yakın geçmişte, hanımını kaybetmiştir.. Kendisi de rahatsızdır ve birkaç ağır ameliyat da geçirmiştir..
Bu üzüntüleri ve bizlerin bilmediği, ama tahmin ettiğimiz başka sıkıntıları da olmasına rağmen, Abhaz diaspora’sının -yasal zeminde- birliğinin sağlanma çalışmasına katkı sunmaktadır..
İnsanlarımız; arkadaşlarımızın www.abhazyam.com sitesinde yayınlanan yazılarında belirttikleri nedenlerden dolayı “artık ayrı Abhaz örgütlenmelerine gidilmelidir“ demektedirler..
“Adigelerden ayrı federasyon kurmak bölücülüktür“ diye düşünen “bazı“ abhazların, Abhaz Federasyonunun kurulmasına karşı çıkmaları, Abhazları bölmek girişimi değil midir?
140 nolu yazımızda, belirtmiştim. Tekrar etmeyeceğim.. Genç! onu lütfen birdaha okuyunuz!.
Ayrı federasyonlarda –kendi- ülkemizin ve diasporamızın, özel sorunlarıyla ilgilenmek bölücülük değildir.
“Gerektiği zamanlarda; Türkiye demokrasi güçleriyle de birlikte hareket edilmesi gerekir“ diyen bizlerin, Adige kardeşlerimizle birlikte hareket etmeyeceğimizi kimler düşünmekteyse, onlar çok ayıp etmektedirler..
Avrupa’da iki ayrı Çerkes Federasyonu vardır!. Burada kimse-kimseye “bölücü“ demiyor!.
Hamburg, Dortmund, Münih, Roterdamm ve Viyana Abhaz dernekleri de bu Federasyonlara üye değildir.
Türkiye’de biz Abhazlar, Federasyon kurmaya kalkınca içeriden ve dışarıdan, neden “bu bölücülüktür!.“ diye feryat edilmeye başlanıyor?!.
Biz nedenlerini biliyoruz..
Ve de söylüyoruz..
Yazılarımızı lütfen tekrar okuyunuz!.
www.abhazya.azersayt.com sitesine gelince;
Azerbaycan’da iktidarı almak için İlham Aliyev’e karşı mücadele eden Azeri dostlarımıza; Abhazya ve Türkiye’deki gelişmelere yönelik bilgi vermek amacıyla oluşturulmuştur.. (Onların birgün iktidarı alacaklarına da inanmaktayız!.)
Bu nedenle de; onları ve bizi ilgilendiren bazı kişi ve kurumların yazılarına yer veriyoruz..
Bu “kişilerden bazılarını“ severiz veya sevmeyiz..
Bazı kardeşlerimizle bazı konularda, farklı da düşünüyor olabiliriz..
Burada bizim için kıstas şudur;
düşmanımız olan, AKP hükümetine karşı olanlar kim olurlarsa olsunlar, onları değerlendirmeliyiz..
Yukarıda da söylemiştim.. Had-der ve KB’nin sitesindeki yazıların hepsini bu genç okusaydı, “gereksiz“ sorularla kafasını meşgul etmezdi!.
Ayrıca; bazıları düğünlerde masa üstüne çıkıp göbek atarken, kumarhanelerde sabahlayıp, içki alemlerinde, “Abaza palavraları“ sıkarken, Abhazya’nın yerini bilmezken, Abhazya’dan gelen kardeşlerimize(1989-1992) bunlar “gavur“ derlerken! Bizlere de “şaşı“ bakılırken,
Bizler; Türklere de, Kürtlere de (onların adlarını neden sitenize koydunuz dediklerinize de) hükümetlerine de; haklılığımızı BAĞIRA-ÇAĞIRA anlatıyorduk!..
KB’liler ise Başbakanlık faxını “bombardıman“ ediyorlardı(Bakınız 01 Aralık 1995 KB bildirisi..)
Demokrasi güçleri içinde sadece; Yalçın Küçük, Erbil Tuşalp, Sarp Kuray, Ömer Gürcan, Faik Bulut ve Hasan Ataol dostlar, bizim haklılığımızı kabul etmişlerdi..
Zülfü Livaneli ve Doğu Perinçek ise imza bile vermemişti..
Erdal İnönü ise, kanının gereğini yaparak, Faşist Schevarnadze’yi desteklemişti..
Bu konuda da yazılarımız vardır. Açıp okuyun!..
Genç diyor ki “Allah aşkına siz kimsiniz?“
Yazımın baş tarafında söylemiştim ama, biraz daha anlatalım.
Biz; Abhazya’nın düşmanı olan AKP hükümetinin ve onların kuyruğuna takılanların düşmanıyız!.
Biz; Türkiye’deki Türk- Kürt tüm vatanseverlerin dostuyuz!.
Biz; suyunu içip-ekmeğini yediğimiz Türkiye’yi satanların düşmanıyız!.
Biz; Türk vatanseverlerinin Türkiye’de iktidara gelmesini isteyenlerdeniz.. Çünkü o zaman Abhazyamız, Güçlü bir dost devlete daha sahip olacaktır..
“Bu memleketteki ne kadar karanlık adam varsa toplamışsınız“ demiş, genç!
Genç! bu “karanlık“ diye tanımladıkların, inandıkları dava uğruna işkencelere katlanmışlardır..
Diri-diri yakılmışlardır..
120 den fazla insan, onurlarını korumak için, ölüm orucunda ölmüşlerdir..
Üzerine bomba bağlayıp kendilerini uçurmuşlardır..
Yaa genç adam! “karanlık adamlar,“ böyle inanıyorlar davalarına!.
Fatih ATAN bey kardeşimizin tabiriyle “içimizdekiler“ ise, “karanlık“ değiller! Bembeyazlar!
Biz insanlarımızı seviyoruz. O nedenle sabırlıyız. Çünkü sevgi katlanır. Sevgi af eder.
Genç; “bu yayınlarla hangi sorunumuzu çözmeyi düşünüyorsunuz?“ demiş..
Abhaz vatanseverlerinin en büyük sorunu “Kartalların ve Aslanların hepsinin halen biraraya gelmemiş olmasıdır“
Bunun sağlanması için düşünsel birliğin yaratılması gerekmektedir..
Yazılar bu birliğin sağlanmasına hizmet etmeye çalışmaktadır.
Bu sorun çözüldüğünde; Diaspora’da “gereken“ çalışmalar çok kolay olacaktır diye, düşünülmektedir..
Genç; "Allah size de, sizin peşinizden gidenlere de akıl fikir versin!" diyerek yazısını sonlandırmış!..
Allah bizlere; akıl, bilgi, tecrübe, ilişkiler, kararlılık, cesaret, sağlık ve mutluluk, yani istediğimiz her şeyi fazlasıyla vermiştir..
Bizi hertürlü kötülüklerden ve kötülerden de korumuştur.
Gerektiğinde öc'ümüzü de almıştır..
Bu nedenle Allah'ımıza ne kadar teşekkür etsek azdır..
Bu "tür" gençlerin anasına ve babasına da, Allah sabır versin!..
“Herkes kanına göre hareket eder ve yaşar“
Kartallarımıza ve Aslanlarımıza selam olsun..
Kırgız Ajönba
07 Ocak 2010
www.hamburgabhazyadostlukdernegı.blogspot.com