Zawurkan kardeşimizin ‚ son haklı eleştirileri arasına serpiştirdiği sorunun gerçek yüzünün görülmesini engelleyen bazı tesbitler var.
…Abhaz Alt kimlikli Çerkes Üst kimlikli arkadaşların…‘‘ birden‘‘ ortaya çıktıklarını yazması beni ne denli şaşırttıysa, bulunduğu pozisyondan yönlendirdiği‚ ‘‘Çerkes kimliğine yeni formasyon kazandırma ihtiyacı neden çıkmıştır?‘‘ sorusu da şaşırtıcı, saptırıcıdır.
Sonuçta bizdeki ‚‘‘cı cıuvşı yıçxuxub‘‘(soğanmı sandın cücüktür) ata sözü gibi, Çerkes üst kimliğinin sacayağı kendileriyle 3 lenmiştir, farkında değiller mi yoksa ?
Birincisi, eğer Adigeleri Çerkes olarak kabul edecek olursak, Adige zaten birçok kimliğin üst kimliği olarak yerleşmiştir. Adige boyları olarak anılan boyların dillerinin araştırılmasıyla bu açıklanabilir. Abazinler, Kabardeycayı Abzehler, Şapsığcayı biliyormu bilemem, veya Bjeduğca ile Adigeyce ne kadar akrabadır? Hele ki Ubıhlar? Etimolojik bir araştırma gruplandırma açısından sağlıklı olur sanırım. Ancak etimolojik, arkeolojik, antropolojik, araştırmalar zaman alır tabiki, bu arada hangi akademisyen kimin projesini gerekçelendirir, hangileri ısrarla yok sayılır, kimlerden, daha hangi haritalar çıkar bunu bilemem.
İkincisi, Çerkes üst kimliği David Urquart’ın hatıralarında gayet güzel bir şekilde anlatılmıştır. Ayaklarının altına haritaları serip burası Çerkezistan sizde çerkessiniz! Dedikten sonra, İngiliz donanmasını aşağılayan Çarlığa karşı savaşanları ‚‘Çerkes‘‘ üst kimliği altında birleştirirken bir araya gelenler Natukhay, Şapsug, Abedzah, UbIh, Bjedugh, Temirgoy, Abhaz, Hatukay, Mahos, Besleney, Brakiy, Kabardeylerdi bildiğimiz kadarı ile.
Kabardey'in temsilcisi Besleniyko Aslan, Abhazya'nın ise Rustem Pe imiş.
Demek ki, Abhaz alt kimlikli Çerkes üst kimliği yeni ortaya atılmış bir şey olmadığı gibi bir formasyon kazanmış bir kimlikte değildir. Gelişen durumlara, emperyalizmin ihtiyaçlarına ve başarısına göre formasyon kazandırılmaya çalışılmaktadır.
Hani bir deli kuyuya bir taş atmış bin akıllı ayıklayamamış hesabı, kendini bilmeyene önüne gelen birşey bildiriyor işte. Heleki, tarihe bilimsel açıdan yaklaşmak yerine, siyasi hesaplarla yaklaşılırsa elbette David Urquartın hatıralarında anlattığı gibi,
… Rusya'nın sırlarının Kafkasya'da çözülebileceğini ve insanlığın mutluluğu için çok önemli olan İngiltere'nin büyüklüğü yararına unsurların temel çözümünün orada bulunduğunu düşünüyordum…
Birilerinin yararlarına unsurlar olarak, herkesleşir, çerkesleşir ama asla kendimiz olamayız.
Yeteneklerimizi esir alan ise, Zawurkan kardeşimizin iddia ettiği gibi, Çerkeslik kimlik tartışmalarından ziyade, geçmişte İngiliz emperyalizmiyle, bugünse Amerikan, İngiliz kısaca BM emperyalizmi ile uyumlaşmış, uluslaştırır gibi yapma projesidir. Çünkü, bugün emperyalizmin ihtiyacı çözümsüzlüktür. Bulanık suda avlanırlar.
Bugünün gündemi kimlik tartışmasına angaje değil, emperyalizmin projesi kimlikler üzerinden, hangi emperyalist odakla anlaşmakta olunduğudur. Kimlik sorunu, halkların çözüm bekleyen sorunlarını saptırmak, kendi denetimleri altına almak için ortaya konulan bir yemdir.
Kafkasya Halklarından bir Çerkesya talebi gelmediği halde, üstelik tüm kadim Apsuva topraklarını kapsar şekilde talebin geldiği, ‚‘‘çerkesya‘‘ penceresinden bakarken, bu soruya kendi cevaplarıda merak konusudur. Size böyle bir talep mi gelmişti? Sizin Çerkes üst kimliği projeniz ve DÇB ve KAFFED’in Çerkes Projeleri arasında ne fark vardır ? Hepsinin yolu, diasporalarında denetlenerek, Kafkasya’da çerkezistan sopası sallama projesine çıkmıyor mu?
Sorun ortaya konulduğu gibi
…Kurum içinde son derece etkili olan ve sadece Abhazya ile ilgili çalışmalar yapan Abhaz’ ların bulunduğu KAFFED, bu insanların meşrutiyetlerinin sorgulanmasını önlemek ve kendilerinden sonraki gelecek yönetimlerde kendilerinin kontrol edebileceği Abhaz varlığını sürdürebilmek için bir çıkış yolu bulmak zorunluluğu olduğunun farkına varmıştı…Değildir.
…Kendi kontrollerinde Abhaz varlığını sürdürmek… tesbiti doğrudur ancak, eğer ortak akıl toplantılarında, Kaffed abhazlarının birlikte aldıkları kararlarda ‚‘‘ Çerkes‘‘olduklarını deklare ettiklerini bilmeseydik, bu tesbitin tamamının doğruluğuna inanabilirdik. Nitekim ellerine Abhaz bayrakları alarak Çerkes Soykırımı! Çerkes halklarına özgürlük! sloganlarının peşinde koşan kardeşlerimizin, ayrı bir deklerasyon yayınlamaları beklenemez.
Biz diyoruz ki, Emperyalizmle uyumlaşan, anlaşan Abhaz, Adigeler vardır! İşte tamda bu nedenle Tüm Adige ve Abhazlarla birlikte Çerkes Çuvalına atılmak istenen tüm toplumlar’ın denetlenmesi ihtiyacı vardır. Bu ihtiyacın Abhazya ayağı neden olmasın, tıpkı Adigeyde veya diğer Federasyonlarda olduğu gibi. Bu nedenle tarih boyunca oynanan oyunların yine oynandığını dillendirip durmaktayız.
… özelliklede nimetlerinden yararlanmak istedikleri 2014 Soçi olimpiyatları…nın getirisi, Abhazya ekonomisi için bir fırsat olduğu kadar, bu durum, aynı zamanda ticaret yoluyla Kafkasyada barış ve istikrar diyerek Soçi nimetlerinden yararlanan AB’nin, Abhazyasız, çözüm diyen emperyalistlerin, Rusya yı sıkıştırmaya çalışırken kullanılan ‚‘‘Çerkes projesi‘‘ içinde bir nimettir. Sonuç alınmayacak bu maşa, soçi açısından güzel reklam olduğu kadar bu toprakların kimlere ait olduğununda üstünü güzel örtmektedir. Siemens ve Krupsun geçmişte Abhazyaya ait olan İmeretya ve mingrelya bölgesinin madenlerini Gürcistanın yaptığı gibi. Hele bir yerleşsinler, Rusya ile baş ederlerse Çerkesya da yaparlar.
Kafed’ın Haynapıları çoktur. Kaffed yönetimindeki Abhazlar tıpkı Adigeler gibi, Abhazyanın tanınması, Abhaz diasporasının örgütlenmesi ve hatta Abhazya‘ya bir gemi kaldırmak (!) için ne kadar anlaşmışlarsa , kendileri ile uyum içersinde olmayan Adige veya Abhaz farketmez, onlarla da o kadar uğraşırlar.
… Tüm bu yaşananlara karşı sesini çıkarmayan Abhazya, Abhaz-Fed yönetimini zor durumda bırakarak kendi kurumlarını baltalamış oldu. Hem kendi içlerinden hem de Abhazya bürokratları tarafından ayak oyunlarıyla deplase edilen Abhaz-Fed yönetimi derin bir travmaya maruz kaldı…
İşte haklılık payı olan bu tesbitlerde, esas olarak travmanın nedenleri yukarıda belirttiğimiz gibi birilerinin yararlarına unsurlar olarak hareket etmek alışkanlığından, kendi unsurları ile birlikte davranamamaktan kaynaklanmaktadır. Zawurkan kardeşimiz o dönemdede son derece dostane bir duygu ile üzülmüştü bu duruma. Aslında travmaya uğratanlar ilkeli tavırlarından ödün vermeyen Abhazlardır. Türkiye ziyareti sırasında Sn. Bagapş’ la en çok fotoğraf çektiren, yanında en çok duran insanlar müthiş bir zafer duygusu içinde galibiyetlerini ilan etmiş olmadılar, tersine Abhaz toplumunun ilkeli örgütlenmesinden, denetimi ellerinden kaçırmaktan ne denli korktuklarını ilan etmiş oldular. Maddi güçleri, TC hükümeti ile yakınlıkları, AB ve ABD ortaklıklarıyla ve elbirliği ile Abhazyayı sürükledikleri yanlızlaştırma politikasında Çerkes üst kimliğine monte etmenin başarısını tadacaklarını sandıkları bu eylemde, ilk gün sitelerinde Çerkes Halkı Abhazya Başkanı Bagapş’ı karşıladı ilanını babalarının hayrına vermiş oldular. Telaşla Apsuvalıkla ilgili demeçlerini çeviride unutmayı tercih ettiler Ve elbette ki Abhaz-Federasyonu, halkına ve kendi kurumları ile işbirliği yerine, ‘‘elitler‘‘le dayanışmanın travmasını yaşamıştır. Herkes hak ettiğini bulur.
Abhaz Yönetimi ikili oynuyor! Ilanı ile, kendini Çerkes sanan insanlar arasında yaygınlaştırılan, ‚‘‘bıktık bu abhazlardan‘‘,‘‘ Abhazların derdiyle uğraşmaktan kendi ülkemizle uğraşamadık‘‘,‘‘ bize ne Abhazyadan Gürcistan bizim dostumuzdur‘‘…vb. gibi, saçma sapan bir kibirle yaygınlaştırılan Abhaz düşmanlığı kendine yeni dayanaklar bulur. Bunun neresi dostane?
Kaffed kendi iç savaşımında çelişkide değildir. Kaffedin inşaasında ve sürdürülmesinde kendilerine göre emek, masraf ve yatırımları olanlar, Abhazyada kendi çıkarlarını yerleştirmek isteyenler, kendi hesaplarına uymayan kardeşlerine tavır almadılarmı? Ve hatta utanmazca ihanetle suçlamadılar mı? Herşeyi Adigeler yaptıda, abhazlar armut mu topladı? Herşeyden önce Abhazya savaşı, Kafkas toplumlarının seslerini duyurdukları milat olmadı mı? Onların Haynaplarını sergilemek, kendi içlerindeki çatışmalarda, bizden yararlanmak gereğini getirmez. Asıl bu etnik ayrımcılık için, Kaffedi hizaya getirmek için bizlerle olan ayrımından yararlanmak tutumudur.
Fikir insanları sözlerinin nereye varacağını tartmalıdırlar. Bunun yapılabilmesi içinde varolan durumu doğru tahlil etmelidirler. Abhazyada tarihten bu yana, iki çizgi vardır. Biz bu durumu bizi 1860 lara götüren tarihtende biliyoruz. Turçaninovu okuyunuz. Kendi yazı bilen bilge kralını nasıl esir pazarında para uğruna sattığını görürsünüz. Bu iki çizgi bütün ülke ve toplumlarda vardır. Biz bu çağda, genel tavrı içersinde Abhazyanın antiemperyalist tutum sergilediklerini gördük. Çoğunluğu diasporada olan Abhazyanın bu antiemperyalist çizgisi bugünlerde anılan 14 Agustosları getirmedi mi? Bu, Abhazyanın kadrolar olarak istihdam edeceği yetişkin evlatları, vatanlarına hayırları olacakları zaman, dengesiz bir savaşla dünya milletlerinin alçakça onayı ve yardımı ile katledilmediler mi?
Onların bu savaşımını fırsat bilip emperyalizmle çıkar ilişkileri çerçevesinde, tuzak yardımlar yaparak, asıl savaşım şimdi başlıyor! Diye çağrılar yükselirken, diaspora halkınada, Abhazya halkına da sırtını çeviren, mafyavari tuzaklarla abhazyayı kendi muhatabı yapan diaspora varken, Abhazya yönetiminin hangi oyunu oynamasını beklerdiniz?
Asıl olarak Abhazya bir cephedir. Abhazyanın ve bugün Abhazya sınırları dışında (sizlere verilen Çerkesya haritasının gösterdiği bir kısım bölgelerde dahil) kalan tüm Apsuva topraklarının kalesi Abhazya Cumhuriyetidir. Durum böyle iken, Apsuva diasporası emperyalizmin önlerine koydukları dersleri ezberletmeye çalışırken, Abhaz cephesinden ne beklerdiniz? Elbetteki bu kale bizim kalemiz olduğu kadar emperyalizmin düşürmeye çalıştığı Cephelerden biridir. Ve elbette Abhazya da kendi işbirlikçilerini bulacaktır.
Siz cephenizi, ordunuzu, silahsız, lojistiksiz bırakmış ya bu deve ya bu hendek diyorsunuz Abhaz yönetiminin ne yapmasını bekliyordunuz? O vatan bizim. Bizim olan her toprak parçası bugün hangi devletin denetiminde olursa olsun, gene bizimdir. İşte bu bilinçle Kafkas toplumlarından bir Çerkesya talebi gelmemiştir. Tamda bu nedenle Abhazya da, silahsız halk ağır silahlı güce karşı intihar denecek savaşa girdiğinde, Kafkas halklarıın evlatları cepheye koşmuştur. Ve bu nedenle alel acele Kafkas toplumlarının içine çerkes meselesi yoğunlaştırılarak ihraç edilmiştir.
Bunun bilincinde olan onurlu Abhazlar Diaspora da seslerini yükseltmiş, ilkeli tavırlarını ortaya koymuş, Abhaz yönetimine de gerekli mesajı vermiştir. Fatih Beyin son yazısında belirttiği Avrupa demoktasisinin Demokrasi olmadığını anlatmak, Avrupaya köle satılan bizlerin görevidir. Sözde Avrupa Demokrasisini Abhazyaya ihraç etmeye çalışan diasporaya dur demek, bunun diaspora ayağını kesmek, bizim görevimizdir.
Bulunduğumuz her alanda hem emperyalist çıkarların ardında durup, hemde bunlar anlaşıyorlar demek lüksümüz yoktur. Bir devlet yaşamak ve varlığını korumak için, elindeki malzemeleri değerlendirmek zorundadır. Bu malzemeler çürükse kimse ona, bu çürük binayı neden yaptın diyemez.
Onurlu Adige Bayanları, onurlu tavır alarak, işi söylencelere bırakmak yerine, açıkça beyanda bulunmalı, kendilerininde, kendilerinin işbirlikçi yöntemini reddeden Abhazlarında düşmanı olan bu insanları sergileme yoluna gitmelidirler. Bu tutum hiçbir şekilde savunulamaz. Bu durumdan yola çıkılarakta, hiçbir biçimde genelleme yapılamaz o Abhazların Adları vardır.
…Bizler Abhaz’ ların gerçek dostu ve kardeşiyiz. Birbirimize tahakküm ile değil iç işlerinde birbirine saygılı, sosyal, kültürel ve politik arenada işbirliği içinde olarak ilişkilerimizi sürdürme taraftarıyız. Bunu geçmişte yaptığımız gibi bundan sonrada devam ettireceğiz…
İşte bu büyük sözler sarfedence de, edilencede düşünülmeye değerdir. Açık olunması gereken konu dost ve kardeş sayılan Abhazların hangi Abhazlar olduğudur. Kardeşimiz Zavurkan bir Ubıh! Çerkes çatısı altında kendini tanımlıyor olmalı. Bizler derken kastettikleri kimler? Adigeler mi? Çerkes Adigeler mi? topraklarını ta Abhazya içlerine kadar uzatan, ama iç işlerine saygılı Çerkesyalılar mı? Jamestown enstitüsü Çerkeslerimi? İngiliz haritalarının Çerkeslerimi? Abhaz örgütlenmelerinin açıkça eleştirdiği Kaffed içersindeki Adigeleri, İçlerindeki abhazların tutumları nedeni ile Abhazyaya karşı tutuma sevkeden kardeşlerimiz mi? Hangi politik ve kültürel işbirliği? Biraz akıl karıştırıcı bir dostluk değil mi bu?
İlke nerde? Tutum ne? Hangi kavramlar ortak kavramlardır? Hangi alanlar ortak alanlardır? En basitinden, ben dedelerimden biliyorum ki bizim Apsuva kadınlarımız savaşçıdır, konuşurlar, ayhabılık kurumu kadınlar arasındada geçerlidir ve koordinedirler. Nerde kaldı bu Abhazlar şimdi ? Bizi biz yapan temel özelliklerimizden pek çok Apsuvanın dahi haberi kalmadı. Geleneklere bağlılıktan söz ederken, maşallah kendi iç demokrasimizi bilen kalmadı. Ortalık kartallardan ve kuğulardan geçilmiyor. Hangi kültür? Tanrılara mı, yeşile mi, karayamı bulanan hangi kültür?
Çerkes projesi bir üst kimlik projesidir. Emperyalizmin projesidir. Toplumun sınıfsal bölünmesinden istifade eden, etnik kimlikler üzerinden, emperyalizmin denetime sokan, bağımlı bir projedir. Bu özünde, abhaz yönetiminde yapılan hatayıda bağrında taşıyan bir projedir. Kendi toplumları içinde de bulundukları Diasporada da nifak projesidir.
Kafed zihniyetinin haynapılarının faturası Abhaz-Adige çelişkisi olarak sergilenemeyeceği gibi Çerkes projesinide aklamaz. Elini verenin kolunun kapıldığı bir dünyada temiz ellerin buluşması ve bir daha asla hiçbir evladımızın öldürülmemesi dileğiyle.