Geç kalınmış bir adım olarak, Abhaz Federasyonu tüm eksiklerine rağmen oluştuğunda, binbir tehdit ve suçlama ile yaklaşan Kaffedin Ameikan elçiliği ile bir görüşmesi olmuştu. O zaman bu görüşme üzerine açık sorular yazmıştım.( http://www.abhazyam.com/kose-yazisi/109/kaffede-soru.html.)
Bu yazıda, Abhaz federasyonundanda talepte bulunmuş ...hem Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak, hem de Absuva olarak, yasal hakkımıza dayanarak, yabancı bir devletin elçisine, verdiğiniz bilgi ve belgeleri açıklamanızı talep ediyoruz. Bu konuda Abhaz Federasyonun’dan bu konunun takipçisi olarak, kuralların gereğini yapmalarını, gerekirse yasal yollardan, verilen bilgilerin açıklığa kavuşturulmasını bekliyoruz... demiştim.
Ne yazık ki, her iki kurumda gerekli tavrı göstermemiştir. Kaffed den şahsıma gelen, şahsi cevap (bir kişi kişisel inisiyatifi ile) soruların cevabı olmaktan uzak, kötü birşey olmadığı iknasına yönelik olmuştur.
Yazılarımda sıkça toplumca, başımıza gelen tarihsel belalarla karşılaştırmalar yaparım ki en azından emperyalizmin denenmiş yöntemi hatırlansın, anlaşılsın.
Bugün pek çok ‘’kaynak’’ olarak kullanılan belge ve kitaplardan anlaşıldığı gibi, işgalciler bir toprağı işgal etmeden önce üzerinde detaylı araştırma yaparlar. Coğrafi konumundan, yeraltı ve üstü kaynaklara, o toplumun sosyolojik, etnolojik yapısına, gelişim düzeyi ve beklentilerine kadar, herşey didik didik incelenir. Çünkü düşmanınızın herşeyini bileceksiniz ki ona göre hazırlanacaksınız. İş dünyasıda böyle değilmi, fizibilite raporları neden hazırlanır? Yemek yaparkende önce malzemeler gözden geçirilir öyle değil mi?
İstihbari bilgiler, ajanlar, ülke savunmasında düşman eline geçmemesi gereken savunma bilgileridir.Ancak savaş durumlarında, asıl direniş odakları, ne yapacakları belli olmayan, planları bulunmayan, kozmik odalarını kendinden başka herkesin öğrendiği halktır.
Savaş meydanlarında bir ordu yenilebilir. Ancak halk savunma iradesini kullandığında, en güçlü orduları yener.
Emperyalizmin yerli işbirlikçileri her zaman olmuştur. Bunlar hain olarak damgalandıklarından yaptıkları iş rizikoludur. Bugünün istila yöntemleri, ne yazık ki, işbirlikçi hükümetlerin ihaneti yasallaştırmak, hainlere itibar vermek gibi yollarıyla, ihaneti yok sayan ahlaksızlığı, halklarının bilinçsiz kitleleri arasında yaygınlaştırmıştır. Bilerek ve isteyerek yapılan legal ajanlık faaliyetlerine, açıktan hibe adı altında para, yer, teknik ve uzman vererek, satın alarak, işgal etmek istedikleri ülkenin kendi halkını kendi elleriyle teslim almaktalar.
Herşey küçücükten başlar, kendi çocuklarımıza bile bir öpücük karşılığı veya doğru yaptığı bir iş karşılığı, çikolatalar bahşişler vererek, rüşvete alıştırmıyormuyuz?
Sözünü ettiğim yazıda, kendisinden nüfusunu öğrenmek isteyen Alman araştırmacıya, ‘’bizde hayvanlar sayılır!’’ bilgeliğindeki cevabı, örnek vermem boşuna değildi. Kafkas halklarını aralıksız ve yüzyıllar süren akınlardan sağlam çıkaran, işte bu kendi hakkında düşmanına bilgi vermemesi idi. Nerde , nasıl yaşarlar, alışkanlıkları, zayıf ve güçlü tarafları, kaç kişiler? Bunların kaçının eli silah tutar? Bakın tarihimize.
Almanya, ingiltere, rusya, osmanlı, iran kimler gelip geçmiş. Peki kim tehlikeli olabilmiş? Tatarlar ve Moğollar. Peki neden? Kendileri gibidirlerde ondan. Ne zaman gerçek anlamda yenilgiye uğramışız? Düşman hakkımızda gerekli bilgileri elde ettiğinde, onlarla işbirlikleri yapıldığında kahramanca direnişler, sürgünle bitmiştir. Osmanlı yenilgisine bakın. Osmanlı, okunabilir bir kitap olduğunda işi bitmiştir. Evet artık gelip okumalarına gerek yok.
Artık kendi evlatlarımız, kendi elleri ile her ayrıntıyı, araştırıyor, raporlaştırıyor ve gururla dersini iyi yapmış biri olarak, hem parasını hem aferinini alıyor, kitabı basılıyor, raporları yayınlanıyor, uzmanlaşıyor, kısaca artık bunun adı vatan hainliği olmuyor, ispiyonculuk olmuyor, ajanlık olmuyor!
Kimse kusura bakmasın, toplumunun ayrıntılarını, durumunu, başka bir ülkeye rapor edene, vatan haini denir. Ajan denir.
Şimdi Sayın Cumhur Bal diyorki,
Bu görüşmeler farklı aralıklar ile 3 defa daha gerçekleşmiştir. Bunlar da umarım (memnunda olurum) daha sonraki vikileaks belgelerinde yayınlanır. İlgilenenler için yazıyorum bu tür görüşmeler talep eden her kes ile yapılmıştır. AB, Almanya, Ukrayna, İran vs vs. Ancak bu görüşmeler öncesi Abhaz yetkililer mutlaka bilgilendirilmiş konular ve tavır konusunda görüş alış verişinde bulunulmuştur.
Bu açıklamalar, Abhazyanın hayrı için, Abhazya tarafından onaylanmış, bir aracılık görevi yapılmış hissi uyandırıyor. Aklımıza takılan yerler olmasa.
Biz yabancı ülkeleri talepleri doğrultusunda bilgilendirmek ile yabancı ülkelerle diplomatik veya lobi ilişkileri arasındaki faaliyetlerin farkını bilmiyor olalım, Zaten yolun açılması için imzalar toplandığını, bu imzaların ticari avantajlarda prestij arttırdığını, Abhazyanın, Gürcistan ile ilişkilerde beklenti ve tutumlarını Abhaz Devlet başkanı ve dış işleri bakanlarının demeçlerinden duymamış olsunlar, raporda bizleri düşündüren satırları Abhazya hükümet yetkilileri onaylıyor mu? Bunu ancak Bize Abhaz Yetkililerin kendileri açıklayabilir. Ve bunlar hangi yetkililerdir?
Türkiye Çerkesleri Abhazya’ya direkt seyahat edebilmeyi talep ediyor.Bu arada Türkiye Abhazlarının armut toplamasımı tavsiye ediliyor?
Abhazya Çerkes devletimi?
Abhazya dünya devletlerine kendisinin Çerkes olarak tanıtılmasınımı istiyor?
...Eğer Sohum’dan Trabzon’a feribot seferleri yeniden başlarsa ve/veya Sohum-İstanbul uçak seferleri başlarsa bunun büyük etki yaratacağını ve Abhazya’yı batıya yönelme konusunda cesaretlendireceğini de eklemek,hangi sorunun cevabıdır?
Abhazyanın batıya yönlenmek gibi bir talebimi var yoksa tanınmak gibi bir talebimi var? İkisi farklı şeyler.
Bütün açıklamaların en önemlisi; özet şeklinde verilen ve görüşmelerin ana teması olan konudur.
...Bu talep Türkiye’nin direk seyahati sınırlandırma ve Abhazya’nın de facto yöneticilerini izole etmeye dayalı çabalarını zora sokabilir.
Demek ki görüşmelerin ana teması, Abhazyanın de facto yöneticilerini izole etmeye yöneliktir.
Umarım Abhaz Yetkilileri, kendi bilgi ve onayları ile yöneticilerini izole etmeye yönelik bir görüşmeyi veya görüşmeleri onayladıklarını ve bunun için Sayın Cumhur Bal’a teşekkür ettiklerini ve batıya yönelmekten kastedilen, ne ise kendileri açıklarlar.
Fakat tabi ki biz ‘’AB, Almanya, Ukrayna, İran vs. Vs.’’ Lerinde ne sorduklarını, hangi bilgilerin verildiğini bilmiyoruz. Ve elbetteki Abhazyanın burnunun dibinde, Amerikan savaş gemilerinin cirit atmasına izin veren Ukraynanın, neden Cumhur Bal’la görüşme gereği duyduğunu, kendi heyetini Abhazyaya gönderen İran’ın Cumhur Bal’dan daha fazla ne öğrenebileceğini, tüm bu sayılan devletlerle halen İran’da dahil olmak üzere ticari ilişikilerinin yanısıra, enstitüleri ve resmi-gayri resmi ataşeliklelerine,son derece usta ajan faaliyetler yürüten sivil toplum kuruluşlarına, kendi ajanları ve istihbarat birimlerine, ellerine gönderilen dünya kadar projelere, rağmen Almanyanın neden Cumhur Balı seçtiğinide bilmek, elbette son derece öğretici olur.
Tabi bu açıklamalar çerçevesindeki görünüşe göre, Sayın cumhur Bal’ın dünya devletleri tarafından tanınan elçiliğini, bu denli üstlenmişken, bize şu AB-Türkiye ve ABD-Türkiye konsorsiyumlarıyla, Afganistan dan- işgal edilen Arap ülkelerine kadar, Türkiye üzerinden, türk ortaklıkları ile yapılan yatırımlarla ilgili bilgileride wikileaksiz aktarırsa pek memnun oluruz.
Olmazsa biz yorulmaya devam edeceğiz. İşleyen demir ışıldarmış. Nasıl isteniyorsa!