Bu haber 09 Nisan 2013, Salı 10:37:04 tarihnde eklendi. 2368 kez okundu.
Biz Size Nasıl İnanacağız?
T.C. DIŞİŞLERİ YETKİLİLERİNİN, YOK SAYDIĞI DİASPORAYI "SİZİNKİLER SENAKİ'YE GİRMİŞLER" DİYEREK TELAŞLA ARADIĞI GECEYİ HATIRLATMAK İSTERİM.
Bediz Korsheliya
09-04-2013. Günümüzde Abhaz-Gürcü sorunu diye adlandırılarak üstü örtülmeye,algılarda yanlış yönlendirilmeye çalışılsa da 1992 yılında Gürcistan’ın Abhazya’ya saldırmış, yakıp yıkmış olduğu , hırsı mantığının önüne geçmemiş birçok Gürcünün de kabul ettiği bir gerçektir .
Ve bu saldırı her açıdan orantısız bir güçle yapılmıştır.Bütün savaşlarda olduğu gibi o savaşta onarılamaz yaralar açmıştır,giden canların hatırası yaşayanların hafızasında capcanlı durmaktadır. Savaşın hemen öncesinde ve savaş sırasında Gürcü yetkililerin yaptığı açıklamalar ayan beyan niyeti ortaya koymuştur;amaç soykırımdır ve bu amaç,fütursuzca,gizlemeye bile gerek duyulmadan söylenmiştir.Savaş sırasında insanların yanı sıra tarihi izleri,belgeleri yok etme çabaları da bu amaçlarının eyleme dökülmesidir.
Doğal olarak tüm Abhazlar YURTLARINA YAPILAN SALDIRIYA BÜYÜK ÖFKE DUYMUŞTUR , topraklarını- ki toprağı bu halkın namusudur- korumak içinde yok olmayı göze almıştır.Büyük önderimiz Viladislav Ardzınba ‘’Biz haklıyız, kazanacağız’’ derken halkının hissiyatını dile getirmiştir. Abhaz halkı doğal hakkı olan egemenliğini ve vatanlarını savunmak için ağır bir bedel ödemiş,Abhazya üzerinde hiçbir hakka sahip olmayan saldırgan taraf ise medeniyetin,insanlığın,adaletin sahibi olduğunu iddia edenlerce neredeyse ödüllendirilmiştir.
Bütün bu haksızlıklara rağmen halkımız bugüne kadar kültürlerinin Alamıs ilkesi çerçevesinde savaşta bile sorumluluğuna müdrik davranmış, galip geldiği savaşta saldırıya uğrayan taraf olmasına rağmen ele geçirdikleri Gürcü Devlet Başkanını ülkesine koruma altında teslim etmiş, saldırganlardan temizlediği topraklarının tarihi sınırlarının bir adım ötesine geçmemiştir ve TÜRKİYE Cumhuriyeti yöneticileri de bütün bunları gayet iyi bilmektedirler. Ancak unutulmuşsa Gürcistan’ın Osetya’ya ikinci saldırısında, bugün yok sayılmaya çalışılan diasporayı Dış İşleri yetkililerinin ‘Sizinkiler Senaki’ye girmişler’ diyerek telaşla aradığı geceyi hatırlatmak isterim.
Gürcü saldırısının ilk gününden itibaren infial içinde olmasına ,fena halde canı yanmasına rağmen Abhaz diasporası da tarafı olduğu anavatanın savunması için her türlü özveride bulunurken sorumluluğuna müdrik davranmış,Türkiye’de Abhaz ve Gürcülerin birlikte yaşadıkları bölgelerde herhangi bir sorun yaşanmaması için büyük çaba sarfetmiştir.Bütün acılarımıza ve öfkemize rağmen vatandaşı olduğumuz ülkemizin istikrarına özen gösterilmiştir,Ancak bugün Türkiye Cumhuriyeti ‘nin kendisini Gürcü diye tanımlayan vatandaşları Abhaz çocuklara Gürcistan’dan yapılan haksızlığa ortak olmuş,bu haksızlığa yönelik bir itirazları olmadığı gibi kendileri de tam da 23 Nisan skandalı sırasında devlet başkanlarını davet ederek sözde zaferlerini taçlandırmıştır.
Bütün bunlara karşı vatandaşı olduğumuz devletimizin tutumu Gürcistan, Suriye,Afrikadaki vs. insanların hakları ile ilgilenirken ne yazık ki kendi vatandaşlarının haklarını unutmak olmuştur. Bugün Abhaz çocuklara yapılan daha önce Abhazya Devlet Başkanına da yapılmış, yazılı beyana rağmen Türkiye’ye gelişi iptal edilmiştir.
Abhaz çocuklar daha önce 23 Nisan’a katılımış,TBMM,TC DIŞİŞLERİ BAKANLIĞINA davet edilirken şimdi neyin değiştiği anlaşılamamıştır. Abhazya ile Türkiye arasında, gündemi takip eden herkes çok iyi bilir ki bu tip sorunlara istendiği zaman uygun çözümler bulunabiliyor .Yapılabilecek birçok şey için Türkiye’nin Abhazya’yı (gayri ahlakiliğin meşrulaştırılması anlamına gelen konjonktür dışında hiçbir engel de bulunmamasına rağmen) tanıması falan da gerekmiyor,hele kültürel konularda hiç gerekmiyor.Ancak yapmak bir tarafa önce davet edip sonra davete aykırı davranılıyor ve verilen güvencelerden,sözlerden dönülmesi de ilk kez olmuyor.
Gürcistan’ın bu denli şımartılmasının özel bir nedeni olabilir ancak Abhazya ve Abhazlar ne bu şımartmanın ne de uluslar arası ilişkilerin bir nesnesi olabilir.Abhaz çocuklar hiç olamaz.Abhaz çocuklar dünyanın her tarafına ülkelerini temsilen gidiyor ama dünya çocuklarının bayramı olan 23 Nisan’a davet edildikleri halde gelemiyorsa ya bu bayram dünya çocuklarının bayramı değil ya da Abhazya bu dünyada değil. Daha önce bu davranışların altında kasıt aramayan bizleri, bu davranışların kasıtlı olmadığına artık kimse inandıramaz
Saldırmazlık anlaşması imzalamayarak savaşta olduğunu beyan eden Gürcistan’a verilen sınırsız siyasi desteğin yanı sıra, sınırsız askeri destek ve tavizlerle Gürcistan’ın hayalperest yöneticilerinin yeni macera hevesleri Türkiye tarafından beslenirken daha önce de yaşadığımız bu tip yanıltmaların tek nedeni olabilir: yok sayılmayı kanıtsatmak,kabullendirmek yani diasporayı onursuzlaştırarak pasifize etmek.Bu beklenti için de olanlar halkımızın sosyolojisini zerre kadar bilmiyorlar demektir,onlara bir tek şey söylemek isterim:varız,kabullenmeyiz,asla onursuzlaşmayız.
Ve tek bir soru :Biz size nasıl inanacağız?
www.abhazyam.com
Diğer Bediz Tantekin Yazıları |
|
|