RSS / XML
Foto Galeri
Video Galeri
Bu haber 10 Mayıs 2013, Cuma 01:58:24 tarihnde eklendi. 1840 kez okundu.
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

ABHAZLAR ABHAZYAYA

Politik örgütlenmelerin zorunluluğunu defelarca dile getiririken çoğu zaman üzerinde fazla durmadan geçilen tema enterasandırki ‘’Politika’’dır …nedir politika??toplumsal kesimlerin politik algısı ,normaldirki kendi yaşadığı ve içinde yeraldığı yapının dünyaya bakışı ile orantılıdır..yani herkesimin politikadan algıladığı şey normal olarak farklı olabilir… Fakat bu durum Ulusallaşma sürecine yeni başlayan toplumlar için bir lüksdür,Abhazya da yaşayan insanların kanıyla canıyla elde ettiği kazanımları kalıcılaştırmak, geliştirerek , Ülkesini dünya arenasında saygın bir konuma erişmesine çalışmak, kendini bu kimlikle tanımlayan herkesin yükümlülüğü olmalıdır.
ABHAZLAR ABHAZYAYA

Türkiye coğrafyasında ki siyasi iklim değişiklikleri ,her defasında belli bir dini ,siyasi yada etnik unsuru hedef alan,  bazı sloganların öne çıkmasıyla kendini belli eder.12 eylül öncesi toplumsal muhalefetin radikalleşip artık sistemi sorgular hale gelmesi  sonucu ortaya çıkan anlayışa karşı muhafazakar  ‘’teorisyenlerin’’ icat ettiği   ‘’Komünistler Moskovaya’’  (daha sonra SSCB nin dağılması sonrasında bunu ‘’ya sev ya terket’’ olarak yumuşattılar!)  sloganını buna örnek verebiliriz.

Bu mentalitenin  farklı şekillerde devamını  muhafazakar bir anlayışın iktidarda olduğu TC devletinde görebiliyoruz,Abhaz toplumunun yeni oluşturmaya başladığı örgütlenmeler ,yakında yaşadığımız 23 nisan skandalı da dahil olmak üzere birtakım  duyarlılıkları hiçe sayan bu anlayışdan ‘’Abhazlar Abhazyaya’’  tarzı bir cevap alabilirler.Bu ciddiye almama ve etkisizliğin giderilmesi için artık eş dost tanıdık,hatır gönül ilişkilerinin ötesinde ciddi  dikkate değer bir yapılanma sürecinin başlaması gerektiği  her insanımızın kanında canında hissettiği  bir gerçekliğe dönüşmüştür.

Asimilasyonun yoğun olarak uygulandığı dönemlerde yaşayan insanlarımız ,değerlerimize, üzerine titreyerek ve  kıskançlıkla sarılarak fazla sorgulamadan ,eleştirmeden  kapalı bir toplumsallık içinde sahip çıkıp korudular..saolsunlar varolsunlar ,kendi dışlarındaki  dünyaya fazla açılmadan siyasi-ekonomik ve Kültürel -politik konulardaki  etkinliklere ,diğer etnik yapılara kıyasla  mesafeli durdular…bu süreç içerisinde  ortaya çıkan, sisteme muhalif  sesleri ve kişileri marjinalleştirerek  toplumsal muhalif bir  oluşumun  kendi çevrelerinde ve kültürün içerisinde yeşermesine olanak tanımadılar.Fakat hayat beklemedi ,toplumun asimile olmasına karşı çalışmaların içinde bulunan bir çok insanımızın , Fransızların kullandığı ‘’Merdiven Nüktesi’’ duygusu ile  sık sık karşılaştığını ,yaşadıkları  bir çok tecrübeden hatırlayacağını sanıyorum…Gelenekselin, Modernle karşılaştığı değişim  süreçlerinde ciddi  bir toplumsal refleksde bulunamamanın sıkıntılarını bir tek bizim toplumumuz yaşamıyor ; fakat  modern toplumsal yapılanmalar konusunda, içerdiği dinamiklare göre  bizlerinki kadar cılız oluşumlar ortaya koyan başka  halkda  zor bulunur

Politik örgütlenmelerin zorunluluğunu  defelarca dile getirirken çoğu zaman  üzerinde fazla durmadan geçilen tema enterasandırki  ‘’Politika’’dır …nedir politika??toplumsal kesimlerin politik algısı ,normaldirki  kendi yaşadığı ve içinde yeraldığı yapının dünyaya bakışı ile orantılıdır..yani herkesimin politikadan algıladığı şey normal olarak farklı olabilir…

Fakat bu durum Ulusallaşma sürecine  yeni  başlayan toplumlar için bir lüksdür,Abhazya da yaşayan insanların  kanıyla canıyla elde ettiği kazanımları kalıcılaştırmak, geliştirerek , Ülkesini  dünya arenasında saygın bir konuma erişmesine çalışmak, kendini bu kimlikle tanımlayan herkesin yükümlülüğü olmalıdır.

Bu sorumluluk  duygusuyla ortak hareket zeminleri oluşturma zorunluluğu  en son yaşanan ’’ Abhaz çocukların   23 Nisan Provakasyonu’’  ile bir tokat gibi yüzümüze çarpmış ,hatta bazılarımızı sersemletmiştir,bu olay bir kere daha göstermiştirki ,politik güç olabilmeninin yolu ilk önce ‘’Olabilmektir’’  sanal değil gerçek ,sahici olabilmek ‘’görünür’’olabilmektir,sis perdesi gibi üstümüze çökmüş,egemen  güçlerin dayattığı tanımlamaları aşmak –Kafkasyalı…Kuzey Kafkas…(hatta Abhaz-Çerkes türkü) belirlemelerine karşı  Abhazyayı  öne çıkarmak,kimliğimizi  başka  kimlikleri rencide etmeden  zenginleştirebilmektir … bunun en pratik yolu bu konudaki  tartışmaları,eylemleri  ve bilinci yukarıda bahsi geçen, yıllarca ‘’koruma’’ uğruna bu gerçeklerden  uzak tuttuğumuz,asimilasyonun pençesinde kıvranan  geleneksel  ortamlarımıza taşımaktır,ne tür hareket imkanları yaratılabileceğini tartışmaktır , toplumsal baskı unsuru oluşturulabilmenin hangi  şartları  gerektirdiğini  ortaya çıkarmak ve bunu hayata geçirmektir.

 Kafkasyalı yız ve Kafkas halkları Kardeşlerimizdir… fakat önceliğimiz Abhazyadır..nasılki, Balkan Kardeşliği  yada Avrupa Birliği bir Kosova nın yada Bosna Hersekin – Hırvatistanın oluşması önünde bir  engel teşkil etmemişse,bu halkların içinden kendi  Örgütlenmeleri çıkmış ve bedeller ödeyerek  kimliklerine sahip çıkıp bunu kurumlaştırabilmişlerse  Abhaz Diaspoarasıda kendi çıkarlarını benzer şekilde koruyabilmelidir,bizler aynı zamanda  Anadolu Halkları yada Ortadoğu Halkları içindede yeralıyoruz ,bu halklarlada Kardeşiliğimiz,Kan bağımız oluşmuştur..yapacağımız Politik çalışmalarda bu halklarla olan ilişkilerimizi tekrar gözden geçirip,bize haksızlık yapan ,tanımayan dahası halklara baskı  ve ambargo uygulayan İktidarlara ortak tavır alabilme refleksimizi geliştirebilmeliyiz..

Asimilasyon ve değerlerin erozyona uğramasına yol açan sistem ,yanısıra  Küresel iletişim-dolaşım olanaklarını da geliştirmiştir. Bunun sağladığı imkanları hepimiz kullanıyoruz,bilinçli, eğitimle donanımlı  kişiler kendi tarihleri ve kimlikleri ile bu sayede tanışıyor ve önce sanal daha sonrada gerçek ortamlarda  ortak çalışmalara katılıyorlar.

Reel gelişmelere ve bunun getireceği  bakış açılarına dikkat etmek gerekiyor,örneğin Afrikada doğmuş siyah ırka mensup Müslüman bir genç eğitim yada iş için gittiği bir Avrupa yada  Amerikan  ülkesinde Budist ve Çinli bir   genç ile tanışıp hayatını birleştirebiliyor,kendi çevremizde de bu örneklere eskisinden daha sık rastlıyoruz,  bir sonraki neslin Ulusal  ve kültürel  perspektifleri neler olacak?ideolojik algılar hangi yönde gelişecek?söylemler ne olacak?geleneksel  tarzın yaklaşımı  ile  global neslin uyumu konusunda  kafa yormaya gerek varmı?

Bu sorulara cevaplar aramak da örgütlenmiş yapıların politik çalışmaları içerisinde yeralmalıdır çünkü’’gelecekde bir gün gelecek’’

Facebook Facebook Digg Digg Google Google Del.icio.us Del.icio.us
Diğer Murat Tsugba Yazıları
Bütün Yorumları görmek için tıklayınız!
Hava Durumu
ANKET
Aleksandr Ankvab'ın Siyasete Dönüşünü Onaylıyormusunuz
Diger anketlerimiz için tıklayın...
Yol Durumu

©
Copyright 2011 Abhazyam.com Her hakkı saklıdır.