Tarihsel Hata Yapılmasın! | Fatih Atan , Abhazya haberleri

Fatih Atan (A'tanba)

05/11/2015. Değerli okuyucular, Türkiye'de geçtiğimiz 1 Kasım'da, hiçbir demokratik ülkede kabul edilemeyecek olan, 12 Eylül Faşist Rejimi Anayasası ürünü % 10 barajlı bir parlamento seçimi gerçekleşti. Bu seçimlerin analizini yapmak ayrı bir yazı konusudur.

Ancak, Abhaz ve Kuzey Kafkasya Diasporasının da çoğunlukla, Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP)’e destek verdiğini görmek, Diasporanın yoğun yaşamış olduğu bölgelerdeki seçim sonuçları incelendiğinde zor değil.

Kısaca, “Türk – İslam” ve “Çerkes – İslam” Sentezinin, Abhaz ve Kuzey Kafkasya Diasporasında başarılı olmuştur, sonucuna varabiliriz.

Ben bugünkü yazımda, başlıkta belirttiğim gibi, Abhaz Diasporasının günümüz koşullarında içerisine düşmüş olduğu durumu sizlerle paylaşmak istiyorum.

Bilindiği üzere, Abhaz Diasporası, özellikle 1992 – 1993 Abhazya – Gürcistan Savaşı içerisinde ve sonrasında, Abhazya Cumhuriyeti’nin siyasal konumuna bağlı olarak, diğer Kuzey Kafkas Diasporasından, toplumsal – kültürel bir ayrılma süreci yaşadı.

Bu sürece bağlı olarak savaşında özelliği nedeni ile Abhaz Diasporası ağırlıkta olmak üzere, Kuzey Kafkasya Halklarından temsilcilerinde bulunduğu Kafkas – Abhazya Dayanışma Komitesi (KADK) kuruldu.

KADK ile ilgilenmek isteyen okurlarıma, konu ile ilgili olarak yazmış olduğum, “TÜRKİYEDEKİ ABHAZLAR” ve “KAFKAS – ABHAZYA DAYANIŞMA KOMİTESİ, 1992 – 1993, BİR DÖNEMİN ANATOMİSİ” kitaplarımı okumalarını öneririm.

Abhaz Diasporasının, diğer Kuzey Kafkas Diasporası insanlarından ayrılık süreci, özellikle Abhazya Cumhuriyeti’nin Rusya Federasyonu tarafından bağımsızlığının tanınması ile doruk noktasına ulaştı.

İstanbul Kafkas - Abhazya Kültür Derneği (İstanbul Abhaz Kültür Derneği), Düzce Abhaz Kültür Derneği, İnegöl Abhaz Kültür Dernekleri öncülüğünde Abhaz Kültür Dernekleri Federasyonu kuruldu “ABHAZ – FED” (2010).

“Abhaz – Fed”, kuruluşu öncesinde ve sonrasında konu ile ilgili olarak yazmış olduğum yazılar, çalıştay ve kongre konuşmalarını “Abhazyam.com” İnternet Sitesinde okuyabilirsiniz.

Bu arada, Abhazya Kurtuluş Savaşı sırasında kurularak (7 – 8 Ekim 1992) günümüze kadar sancılıda olsa varlığını sürdürmeye çalışan “Dünya Abhaz - Abazin Kongresi” (DAAK) yapısından da söz etmek gerekir.

Türkiye Abhaz Diasporasından üç başkan vekilliğinin bulunduğu bu yapı da, sancılı bir biçimde, günümüz koşullarında varlığını sürdürmektedir. Bu yapı da Türkiye’deki Abhaz Diasporasının yapısına bağlı olarak sıkıntılı bir çalışma süreci yaşamaktadır. (üç başkan yardımcısının birlikte hareket ettiği bugüne değin görülmemiştir.)

Bu arada, Abhazya Kurtuluş Savaşı sonrasında kurulan ve İstanbul Kafkas – Abhazya Kültür Derneği’nin de kurucu üyesi olduğu Kafkas Kültür Dernekleri Federasyonu’nda (KAFFED) bulunan ve kendilerinin Abhaz’mı yoksa Çerkes’mi olduğunu bir türlü kavrayamayan, Abhaz kökenlilerin varlığından da söz etmemiz gerekir.

Çünkü, tarafımdan “İçimizdekiler” olarak nitelendirilen bu insanlar, Türkiye’deki Abhaz Diasporasının günümüz koşullarında sağlam bir yapılanmasını kurmadaki en büyük engel olarak varlıklarını sürdürüyorlar.

Yukarıdaki kısa tanımlamalara bağlı olarak günümüz koşullarında varlığını sürdüren KADK, Abhaz – Fed, Dünya Abhaz – Abazin Kongresi” ve KAFFED bünyesindeki “İçimizdekiler”in durumunu irdeleyelim.

İrdelemeleri yaparken, birbirine geçmiş çalışmaları da görmezden gelmeyelim.

Abhaz – Fed, 2010 yılında ilk kongresini yaptığında, Abhazya Geriye Dönüş Komitesi’nin dönem başkanı Anzor Mukba’nın tarafıma sorduğu “Abhaz – Fed başarılı olur mu?” sorusuna “Beş yıl içerisinde emekleme süreci yaşar, ondan sonra ayağa kalkmaya başlar” yanıtını vermiştim. Şimdi, 8 Kasım’da, Abhaz – Fed 4. Kongresini yapacak.

Beş yıllık sürece baktığımızda, beş yıllık emekleme sürecinin, bir beş yıl daha süreceğini gördüm. Çünkü daha ilk kongrede birlikte hareket etmesi gereken Diaspora insanları ikiye ayrıldı ve günümüzde de bu ayrılık daha da keskin bir biçimde varlığını sürdürüyor.

Hatta daha da tehlikeli bir boyuta ulaşmış görünüyor, ayrılığın kurumsal hale getirilmesi için, içten, içe çalışan insanlarımızı görerek, bizim gibi ileriyi görenler için, daha da vahim bir ortamın doğacağı alarmını vermemiz gerektiğine inanıyorum.

Abhaz – Fed kongresinde, ilk kongrede ayrılığı sağlayan kişilerden birisinin aday olduğunu duydum. Şu anda karşısına bir aday çıkar mı bilemiyorum, ancak bu süreç içerisinde Abhaz Diasporası içerisine “Gökten Zembille Düşer” bir biçimde gelen bir kişinin de, adaylık başvurusunda bulunduğu ve bazı dernekler tarafından da desteklendiğini duydum.

Bu tür gelişmeler, benim ikinci öngörümün, yani bir beş yıl daha emekleme döneminin yaşanacağını göstermektedir.

Hele, hele daha emekleme sürecinde bulunan Abhaz – Fed’in, KAFFED ve diğer Adıge Federasyonları ile birlikte “Konfederasyon” kurulması çalışmalarının Abhaz – Fed Yöneticileri tarafından gündeme getirilmesi ise durumun vahametini daha da netleştirmektedir.

Buradan, Abhaz – Fed Kongresine katılacak olan Diaspora delegelerine seslenmek istiyorum.

“Eğer seçime tek aday ile katılım olursa ve İstanbul Abhaz Derneği üyesi adayın seçilmesine katkı verecekseniz. Bu kişiyi ilk kongrede yapmış olduğu hata için (ayrılık) net bir özeleştiri yapmaya zorlayın ve “Konfederasyon” düşüncesinin, Abhaz Diasporasına zarar vereceğini vurgulayın.”

Aslında bu sesleniş, “ayrılığın” engellenmesi ve “Konfederasyon” yanlışlığı, seçimi kim kazanacak olursa olsun tüm adaylara yapılmalıdır. (24 Aralık 2012 Tarihinde düzenlenen 3. Olağan Kongre’deki konuşmamı örnek olarak sunuyorum. Bknz: http://www.abhazyam.com/kose-yazisi/317/tam-yapilamayan-konusma.html )

Bu sonuca, Abhaz – Fed Kongresi öncesinde, 7 Kasım’da Düzce Abhaz kültür Derneği tarafından Olağanüstü Kongre Düzenleme Kararı alındığını ve bu kongre gündeminin 6. Maddesinde bulunan “Düzce Abhaz Kültür Derneği’nin, İstanbul’da Kurulu olan Abhaz Dernekleri Federasyonundaki Dernek üyeliği durumunun görüşülmesi, oylamaya sunulması ve yönetim kuruluna yetki verilmesi” konusu nedeni ile varıyorum. (Bknz: http://www.duzceabhaz.org/wp/?p=1832 )

Abhaz – Fed’in kurucu üyesi olan, kuruluşunda etkin çalışmaları bulunan bir derneğin, böyle bir madde yerine, "Abhaz – Fed Kongresine katılacak olan delegelerin seçimi" maddesini koyması gerekirdi.

Ancak, hala anlamakta zorlandığım, “doyurucu” olmayan nedenler ile bu duruma gelinmesi beni üzmektedir.

Abhazya Kurtuluş Savaşı sırasında, en yoğun desteğin verildiği yerlerin başında olan Düzce Abhaz Diasporasının bu durumu beni derinden yaralamaktadır.

Buradan, Düzce Abhaz Kültür Derneği ve Abhaz Diasporasının engin tecrübe ve deneyime, bilgeliğe sahip olan insanlarına seslenmek istiyorum. Abhaz – Fed Yöneticilerine karşı olabilirsiniz, çalışmaların beğenmeyebilirsiniz, ancak Abhaz – Fed’i eleştiremezsiniz, çünkü onu sizler kurdunuz.

Kurmuş olduğunuz bir yapıyı, yöneticilerinin hataları nedeni ile terk edemezsiniz!

Eğer böyle bir yanılgıya düşer ve ayrılık kararı alırsanız, bu vermiş olduğunuz yanlış karar, sizleri ömür boyu terk edemeyeceğiniz “Tarihsel Bir Sorumluluk” içerisine sokacaktır.

Abhaz Diasporası insanlarına, ailenize, çocuklarınıza, torunlarınıza böyle tarihsel bir hatayı bırakmak ister misiniz?

Ben, yine de Düzce Abhaz Kültür Derneği üyelerinin sağduyu sahibi olduklarına ve bu “Tarihsel Yanlış”tan döneceğine inanmak istiyorum.

Bu gelişmelere bağlı olarak, daha önce Türkiye’de yapılması kararı alınan, ancak Abhazya’da son dönemde yaşanan siyasal gelişmelere, Abhazya’daki siyasal iradenin istemine bağlı olarak (bu da irdelenmesi gereken bu konu) Abhazya’da yapılmasına karar verilen “DAAK” Genel Kurulu için seçilecek olan delegeler adına yapılan çalışmalar son noktayı koymuştur. (Bknz: http://www.abhazhaber.com/haber/666/dunya-abhaz-abazin-abaza-kongresi-duyurusu#.VjsdSWfovIU )

“DAAK” Türkiye Delege Seçimi çalışmaları aslında, ayrışmayı en derin bir biçimde oluşturacak ve önümüzdeki dönem tüm Abhaz – Kuzey Kafkas Diasporasını da etkileyecek bir çalışma biçimine girmiştir. Bunun etkilerini sırası ile göreceğiz ve Abhazya Cumhuriyeti de bu sonuçlardan bir biçimde etkilenecektir.

Kuruluşu, çalışma biçimi zaten sancılı olan bir kurum olan DAAK, geçmiş dönemde delege seçimlerinde, Abhaz – Fed, KADK, hatta KAFFED tarafından yönlendirilmek istenmiştir. En son düzenlenen genel kurul, 23 - 25 Kasım 2012 tarihinde Abhazya Cumhuriyeti’nde, benimde delege olarak katıldığım ve zaman darlığı nedeni ile özetini sunduğum bir konuşmanın da bulunduğu bir ortamda gerçekleşti. (Bknz: http://www.abhazyam.com/haber/3138/fatih-atan-konusmasi.html )

Şimdi günümüze gelelim, 30 Ağustos 2015 Tarihinde, Düzce Abhaz Kültür Derneği’nde DAAK Genel Sekreteri Genadi Alamia’nın da katılımı ile bir toplantı düzenlendi. Bu toplantı, TC’deki tüm bölgelerden gelen katılımcılar (!) ile organize edilmiş.

Ancak, daha önce delege olarak katılan bizlerin bu toplantıdan haberimiz olmadı. Herhalde bazı bölgelerden, derneklerden insanlarında haberi olmamıştır diye düşünüyorum. (Bknz: http://www.abhazhaber.com/haber/666/dunya-abhaz-abazin-abaza-kongresi-duyurusu#.VjsdSWfovIU )

Bu toplantı sonrasında gelen tepkiler üzerine, DAAK Genel Sekreteri Genadi Alamia tarafından 12 Eylül 2015 tarihinde bir açıklama yapılmak zorunda kalınmıştır. (Bknz: http://www.abhazhaber.com/haber/667/dunya-abhaz-abazin-abaza-kongresi-genel-sekreteri-gennadi-alamiadan-bilgilendirme#.VjslwGfovIU )

Aslında, DAAK’nin 30 Ağustos 2015 Tarihli açıklamasında, delege belirlemek amacı ile seçilen kişiler ve divan üyelerinin kimlikleri, Abhaz Diasporasının ne tür bir “Kaos” içerisine sokulduğunun göstergesidir.

Öncelikle, tüm bölgelerin ve derneklerin toplantıdan bilgilendirilmediği konusu, Antalya’dan kimsenin çağrılmaması ile nettir. Başka bir bölgeyi araştırmaya gerek yoktur.

Seçici kişilere gelince, bu kişiler içerisinde değerli çalışmaları, Abhaz Diasporası tarafından bilinenler olmasına rağmen özellikle KAFFED Bünyesinde çalışmış ve çalışan, KADK ve Abhaz – Fed çalışmalarına temelden karşı olan, engellenmesi amacı ile her türlü çalışmayı yapan “içimizdekiler”in bulunması, bu kişilerin belirlenmesinde, aynı zamanda KADK üyesi kişilerinde öncülük yapması düşündürücüdür.

KADK’nin değerli üyeleri; kurucusu, Abhazya Kurtuluş Savaşı boyunca üyesi ve sekreteri olarak çalıştığım KADK'nin, sonunu hazırlamakta olduğunuzu belirten uyarımı, buradan bir kez daha yinelemek istiyorum.

04 Kasım 2015 Tarihinde de İstanbul’da düzenlenen toplantıda, DAAK delegelerini belirlediler. Bir atasözü vardır “Kendileri çaldılar, kendileri oynadılar.”

Sonuçlarını hep birlikte göreceğiz.

KAFFED bünyesindeki “İçimizdekiler” için daha önce söylediklerime yeni bir katkı yapmayacağım. Sadece kendilerini “Çerkes” olarak görenlere bu konudaki çalışmalarında başarılar dilerim.

Abhaz – Fed ve Düzce Abhaz Kültür Derneği tarafından yapılan kongrelere katılım davetleri için teşekkür ederim, ancak kişisel sorunlarım nedeni ile katılamayacağım.

Eğer, katılmış olsa idim, iki kongrede de yukarıda yazmış olduğum konuşmaların benzerlerini yapacaktım.

KADK, Abhaz – Fed ve DAAK, Abhaz insanın toplumsal ve kültürel örgütlenmeleridir.

Kurum yönetimleri hatalı da olsa, kurumlar yaşamak zorundadır. Sağlıklı gelişim, insanların diyalog kurmasından, sorunları tartışmasından ve doğru çözümü bulmasından geçer.

Bu vesile ile Abhaz Diasporası’nın değerli temsilci kurumlarının üyelerine bir kez daha uyarımı yinelemek istiyorum.

KADK, bugün için gerekli bir kurumdur, yok etmeyin!

Abhaz – Fed Yeni Yönetimi, toplumsal uzlaşma ve birlikte uğraşıyı örgütlesin.

Düzce Abhaz Kültür Derneği, Abhaz – Fed’den ayrılma değil, bütünleşme ve birlikte mücadele yolunu seçsin.

DAAK, Dünya’daki tüm Abhaz toplumunun birleşmesini ve birlikte mücadele etmesini sağlayan yapılanmasını pekiştirsin.

Yanlışlardan dönmek, hatayı kabullenmek, özeleştiri yapmak bir erdemlik biçimidir.

Ancak, şu andaki durum, ne yazık ki, makalenin başlığında belirttiğim biçimde görülmektedir.

“Bindiniz bir Alamete, Gidiyorsunuz Kıyamete!”

Yanılanın ben olmam dileği ve saygılarımla.