ABHAZYA CUMHURİYETİ DEVLETİ, KRİZDEN KURTARICILARIN SAĞDUYU DAVETİ İLE ÇIKTI.
Fatih Atan (A'tanba)
18/12/2016. Değerli okuyucular, 2016 yılının son günlerini yaşıyoruz, ancak 2016 yılı, dünya üzerinde yaratılan birçok sorunu 2017'e taşıyarak sona eriyor.
Abhazyam.com İnternet Sitesi de, hiç farkına varmadan 9 yılını devirip 2017'de 10. yıldönümünü yaşayacak. Bu site içerisinde siz değerli okuyucular ile acılı ve tatlı birçok olayı paylaştık
Yaşam ve yayın süremiz içerisinde, sizlere Abhazya Cumhuriyeti, Abhaz Diasporası ve Dünya'da yaşanan gelişmeleri özellikle tarafsız bir biçimde aktarmayı kendimize şiar sayarak sürdüreceğiz ve kendi düşüncelerimizi paylaşacağız.
Değerli okuyucular, Abhazya Cumhuriyeti, SSCB’nin dağılma sürecine bağlı olarak, tüm eski Sovyetler Birliği topraklarında olduğu gibi çalkantılı bir süreç yaşadı, 1992 – 1993 Tarihleri arasında Gürcistan ile yaşamış olduğu Abhazya Kurtuluş Savaşı süreci sonrasında de – facto olarak bağımsızlığını kazandı.
SSCB Döneminde, Abhazya Otonom Cumhuriyeti Başkanı olan Vladislav Ardzınba, 1994 yılında toplanan Halk konseyi tarafından Abhazya Cumhuriyeti’nin 1. devlet başkanı olarak seçildi (Yemin Töreninde bulunmaktan dolayı mutluluk duyduğumu belirtmek isterim.)
Abhazya Cumhuriyeti başta Rusya Federasyonu ve Türkiye Cumhuriyeti olmak üzere 2008 yılına kadar, ekonomik, siyasal ve askeri ambargo ile karşı karşıya kaldı. Vladislav Ardzınba, sağlık sorunları nedeniyle devlet başkanlığı görevini bıraktı. Ocak 2005’de yapılan, sancılı devlet başkanlığı seçimlerini Sergey Bagapş kazandı ve Abhazya Cumhuriyetinin 2. Devlet Başkanı oldu.
Abhazya Cumhuriyeti, 2008 Ağustos ayında, Gürcistan’ın Güney Osetya’ya saldırısı sonucunda başlayan savaş sonrasında Rusya Federasyonu tarafından bağımsızlık ve egemenlik hakları tanınarak, varlığını De- Jure olarak ilan etti.
2009 yılında yapılan 2. Devlet Başkanlığı seçimlerini Sergey Bagapş kazanarak yeniden göreve geldi. Sergey Bagapş 29 Mayıs 2011 Tarihinde yaşamını yitirdi ve Abhazya Cumhuriyeti, 2008 yılında elde etmiş olduğu bağımsızlığını ve devlet yönetimini oturtamadan, 2. Kez Devlet Başkanlığı seçimleri ile karşılaştı. 26 Ağustos 2011 Tarihinde yapılan 3. Devlet Başkanlığı seçimlerini Aleksandr Ankvab kazandı.
Aleksandr Ankvab, 2014 yılında yaşanan toplumsal – siyasal olaylar nedeniyle, (27 Mayıs 2014 Tarihinde devlet başkanlık binasının basılması olayı) 1 Haziran 2014 tarihli istifa mektubunda belirttiği üzere “Herkesi, sivil barış ortamını korumaya ve yasal ortam içerisinde, sakin bir yeni seçim gerçekleştirmeye çağırıyorum”. Diyerek devlet başkanlığı görevini bıraktı. (Bknz: http://www.abhazyam.com/haber/4604/ankvab-istifa-mektubu.html )
Abhazya Cumhuriyeti, son devlet başkanlığı seçimlerini 24 Ağustos 2014 Tarihinde gerçekleştirdi. Seçimi Raul Hadjimba kazanarak, Abhazya Cumhuriyeti’nin 4. Devlet Başkanı oldu.
Abhazya Cumhuriyeti’nin bu kısa siyasi tarihi, olaylar, gelişmeler, devlet başkanlığı seçimleri, akademik araştırma konusudur. İsteyen araştırmacılar, Abhazyam.com’un arşivini inceleyerek çalışma yapabilirler.
Abhazya Cumhuriyetinde, 2005 Seçimi öncesinde yaşanan siyasal toplumsal olaylar, günümüze kadar, her seçim öncesi, bir biçimde yaşandı. Ancak Abhaz toplumunun SAĞDUYUSU sayesinde ciddi boyutlara ulaşmadan söndürüldü.
2014 Seçimleri, öncesi ve sonrasında yaşanan olaylar, Abhazya toplumu, Abhaz Diasporası ve Abhazya’ya yerleşen TC Kökenli Abhazlar açısında birer turnusol kağıdı görevi gördü. Bizler, 27 Mayıs 2014 tarihli olayların, Abhazya Cumhuriyeti’nde darbe girişimi olduğunu çeşitli yazılarımızda belirtmiştik. (Bknz: http://www.abhazyam.com/haber/4673/gunes-balcikla-sivanmaz.html )
Eğer, o tarihteki darbe girişimi, yasal zemin içerisinde önlenmiş olsa idi, bugüne kadar oluşan siyasal – toplumsal gerginlikler yaşanmamış olacaktı. İşin ilginç yanı, 2004 tarihinden bu yana, Siyasal – toplumsal olayların tümünde, bugünkü devlet başkanı Raul Hadjimba’nın bulunması da ilginç bir araştırma konusu olmalıdır.
Evet, şimdi taraflar anlaşmış görünüyor, aslında Abhazya’nın çok yakın siyasi tarihini, tarafsız bir biçimde araştıranlar, son devlet başkanlığı seçimi öncesinde 22 Ağustos 2014 tarihinde, tüm devlet başkanı adaylarının imzalamış oldukları “ülke içerisinde ulusal birliğin sağlanması ve siyasi reformların uygulanması konusunda bağlılık anlaşması”nı anımsayacaklardır.
Hadi bugüne kadar, 27 Mayıs darbe girişimini gerçekleştirenler adil bir biçimde yargılanmadı diyelim. Ama, seçimleri kazanan Raul Hadjimba’nın imzalamış olduğu “BAĞLILIK ANTLAŞMASI”nı, bugüne kadar uygulamamasının, yaşanan olumsuzluklardaki sorumluluğunudamı görmezden geleceğiz?
Raul Hadjimba, Aslan Bjania, Leonid Dzapşba ve Mirab Kişmariya, 22 Ağustos 2014 Bağlılık Anlaşması’nda;
"Abhazya Cumhuriyeti Devlet Başkan Adayları, ülkede istikrarın sağlanması amacı ile toplum arasında birliğin kurulması ve siyasi, sosyal ve ekonomik alanlarda reformların uygulanması için gerekli ortamın yaratılması amacı ile aşağıdaki koşulları kabul eder:
Ülkede oluşabilecek, potansiyel krizlerin önlenmesi amacı ile hızlı çözüm bulmak için bir komisyon kurulacak ve komisyonda her adayın üç temsilcisi bulunacaktır.
Abhazya Cumhuriyeti Devlet Başkanlığı seçimleri sonrasında, hükümetin oluşturulmasında, Abhazya Cumhuriyeti Devlet Başkanları adaylarından ve farklı siyasi partilerin profesyonel uzman kişilerinden koalisyon kurulacaktır. Seçimler sonrasında, uyum sağlanması amacı ile adaylar ve adayların kampanya temsilcileri arasında görüşmeler yapılacaktır.
Bu anlaşmayla, taraflardan herhangi birinin devlet başkanlığını kazanması halinde, yıl içerisinde hükümet organları içerisinde güçler arasında yeniden dağıtılmasını içeren ve anayasal reform modeli üzerinde uzman kişilerden bir çalışma gurubu kurulması kabul edilmiştir." Diyorlar. (Bknz: http://www.abhazyam.com/haber/4746/adaylar-arasi-anlasma.html )
Günümüze kadar yaşanan olumsuzlukları, abhazyam.com da yayınlanan haberlerden görebilirsiniz. Sadece Muhalefette bulunan “Amtsakhara” Siyasi Partisinin 15 Ağustos 2016 Tarihinde yayınlamış olduğu bildiride “…Hadjimba, saltanatının başlangıcından itibaren başladı ve kendi etrafındaki güçlerle yapısını kurdu ve “Amtsakhara «Амцахара».üyelerini ve taraftarlarını elemine etti. Sadece, “Amtsakhara” «Амцахара» partisini desteklemeleri nedeniyle yüzlerce kişiyi işten çıkardı. Bu tür eylemler, toplum içerisinde çatlağı artırmış ve hükümete karşı ciddi bir hoşnutsuzluk yaratmıştır…” açıklamasına bakılmış olsa tarafsız bir yorum yapılabilir. (Bknz: http://www.abhazyam.com/haber/5538/amtsakhara-aciklamasi.html )
16 Aralık 2016 Tarihinde imzalanan uzlaşı protokolünden önce, Savunma Bakanı Mirab Kişmariya öncülüğünde Abhazya Cumhuriyeti Devletini yaratan ve iki tarafta yer alan savaş gazileri bir araya geldiler. (Bknz: http://www.abhazyam.com/haber/5613/bekleyis-suruyor.html )
Bana göre 16 Aralık Protokolünün imzalanmasında ve sağduyunun kazanmasında, bu bir araya gelme önemli bir rol oynamıştır. İleride tarih bunları yazacaktır.
Burada, kısa bir virgül koyarak, Abhaz Diasporası ve Abhazya’da yaşayan ve aynı zamanda TC vatandaşı olanların konumlarına değinmek isterim.
Abhaz Diasporası temsilcilerinden, Abhaz Dernekleri Federasyonu Heyeti, yaşanan olumsuzluklar nedeniyle, Abhazya’ya gittiler (Abhazya Yaşlılar Konseyi’nin davetiyle) İki taraf ile görüşerek, sağduyu ve uzlaşma davetinde bulundular.
Sonuçta SAĞDUYU kazandı.
Ancak, Abhazya’da yaşayan ve hala, Abhazya ve İnsanını tanıyamayanların var olduğunu da görmezden gelemezdim. Herhangi bir polemiğe girmeden, Abhazya’daki sağduyuyu “KURTARICILAR” yarattı.
“Kurtarıcılardan Kurtulmayı” bekleyenler, bir kez daha yanıldı.
Ama sonrasında da, hala bir şeyler yazmaya çalışıyorlar.
Muhalefet Bloğu, yapmış olduğu açıklamalarda, Raul Hadjimba ve ekibinden, herhangi bir KOLTUK beklemediklerini sürekli olarak vurguladılar. Yukarıdaki açıklamalarında belirttiğim gibi. Abhazya’da yaşayan ama, hala tanıyamayanlar, Muhalefeti, “KOLTUK” talep etmekle suçlamaktadırlar.
Hele, hele bir de, Abhazya’nın kurtuluşunu, “Yeni Siyasi Oluşumlara”, “Sivil Toplum Kuruluşlarına” bel bağlayanlara, Abhazya’nın yakın tarihindeki en önemli sivil toplum kuruluşu olan, “BAŞARAN KOLEJ”i araştırmalarını öneririm.
BAŞARAN KOLEJ, Abhazya ve Abhaz Diasporası için ibretlik bir olaydır.
Kurucuları, destekçileri, Abhazya – TC Öğretim Dönemi (Yurtlar, Evler, Fatih Üniversitesi vb.), TC - Gürcistan ayağı ile başlı başına incelenmesi gereken bir “Sivil Toplum Kuruluşu”.
Kısaca şunu belirteyim, ne TC, ne de Rusya Federasyonu yöneticileri, FETÖ’ü bırakıp, AKP Hükümetine destek vermek için “Yelken Açanları” unutmuş sanmasınlar.
ABD – AB, TC ayaklı sivil toplum kuruluşları (Dini – Irkçı Sosyal Yardım Kuruluşları, TC Diyaneti destekli Cami yapma dernekleri vb.) ise ayrı bir konu.
Bilinmesi gerekir ki, bu tür Sivil Toplum Kuruluşlarına destek verenler, o kurumların hangi uluslararası kuruluşlar tarafından finanse edildiğini örnek olarak “BAŞARAN KOLEJ”e destek verenlerden görebilirler.
Sonuç olarak, Abhazya Cumhuriyetinde, 16 Aralık protokolü, 22 Ağustos 2014 Tarihine, yani sağduyuya dönüşün göstergesidir.
Bizler, yine de,
Abhazya’nın “KURTARICILARININ” ülke içerisinde,
Bir denge unsuru olduğuna;
Genç neslinde,
Bazılarının dediği gibi,
Onlardan KURTULMAYI değil de,
KURTARICILARDAN ve Yaşananlardan ders alarak,
Abhazya’yı 21. Yüzyıla taşıyacağına inanıyoruz.
Saygılarımla.
www.abhazyam.com