ALMASTI dan Korkmak 14.01.2021

Mitoloji kadim Kültürlerde  efsaneler ve söylenceler yoluyla gelecek nesillere aktarmak üzere yaşam biçimleri ve ahlak kurallarını betimleyen, Kılavuz olma iddiasını içinde barındıran bir öğretiler bütünüdür,bir nevi toplumsal bilinçdışını yansıtır,doga üstü varlıklar zayıf ve iradesiz insanoğluna erdem ve adalet duygusunun önemini hatırlatır yada  lanetler yağdırarak felaketlere neden olup yeni ve daha düzgün bir toplumsal yapılanma oluşmasının önünü açarlar.

Kafkasya da Mitoljik anlatılar konusunda dünyanin en zengin yerlerinden biri ve benzer hikayelere bircok bölgesinde rastlanabiliyor.

Bu yazıda işlenecek güncel tartışmaların hedefindeki Almastı (Apsuva dilinde Zızlan) Kadın hareketinin Kafkasya daki bu toplumsal bilinçdışının kahramanına atıf yaparak Asimilasyon hatta dejenerasyonu gündeme getirmesi  Kadın varlığının Sosyal yapılanma içindeki Turnusol kağıdı işlevinin isabetli bir dışavurumudur.

Cerkes-Abhaz Kadınları hakkında Osmanlı toplumunda Harem kültürü icinde şekillenen ideal Kadın figürü  ile Ordu ve Bürokraside Sadık-güvenilir, Gözüpek "Kahraman"Erkek özellikleri egemen yapılar tarafindan kullanılmış ve toplumun genel karakteri gibi sunularak Madunlastırma siyasetinin tezahürü gereği yüksek değerler olarak topluma mal edilmistir.Bu "Değerler" sistem tarafından kullanılıp istenilen sonuca ulaşınca sosyal ve siyasal yaşamdan uzaklaştırılan insanlarımızın hikayelerini hepimiz biliyoruz.

Bizler kendi kimliğimizi ve degerlerimizi Bu siyasetlerin belirlemelerinin dışında yeniden günün koşullarına göre oluşturmalıyız,Danseden Güzel Kadınlar ve Erkeklere, gerektiğinde yaşadığı sisteme sadakat ve itaatle hizmete herdaim hazır"Asaletin ve Nezaketin timsali" Mülayim bir halk olarak görülmek bazılarına sıkıntı vermiyor olabilir . Aslımıza ,Tarihsel Karakterine uygun şekilde, Madunlaştırılmış değerlere karşı harekete geçenlerin, binlerce yıldır yaşayan , Diasporada nerdeyse Körlerin fili tarifindeki gibi farklı yorumlamalara açık hale gelmiş , birçok açıdan günümüz konjönktüründe anlamsızlaşmış uygulamaları bulunan  geleneksel değerlerimizi ; tartışarak konuşarak sorunların, hasıraltı edilen problemlerin son durumuna dikkat cekme girişimine yönelenlerin Kadınlar olması bizlere binlerce yıl öncesinden Anaerkillik dönemimizden(Setenay Guashe den ,Anchüa dan) gelen bir mesaj gibi.

Kadınlarımızın Sosyal yaşamdaki Karakterinin , sırf Kuğu gibi hareket edip, salınarak süzülerek  bir nevi sarhoşluk içinde uysal narin bir varlık olup olmadığını bu yazıyı okuyan her bir Eş Baba Oğul yeterince tecrübe etmiştir tahmin ediyorum,Onlarda da ;Adalet duygusu ve haksızlığa baskıya karşı durma ,değerlerini koruma doğal içgüdüsü mevcuttur,buna o coğrafyada yaşanan bir çok varoluş mücadelelerinde şahit olduk,oluyoruz.Bazı kişisel ilişkilerde anlayamadığımız kızdığımız tavırların aslında o ilişkinin sürmesine hatta başlamasına neden olan özelliklerden kaynakladığını gözden kaçırırız ,bu olayda ortaya çıkan tepkilerin bu duruma sebep olan Ruh hallerinin karakterine dikkat etmeleri gerekiyor.

Bu Oluşumun isimannesi Olan Doğaüstü varlığın özelliği aslında bu tarz Madunlaşmış yaklaşımların tepkilerini özetler gibidir ; Almastı (Zızlan)yı kiminin çok çirkin kimilerinse çok güzel bir canlı olarak tarif etmesinin ona bakan gözün vicdanı, ruhunun aynası olarak yansımasından kaynaklandığını düşünüyorum.Dr.Etnolog Batiray Özbek bir sohbette bu konuda yaptığı calışmalardan bahsederken  bu mitolojik yaratığın aslında toplumsal bilinçdışının bir katharsisi oldugundan bahsetmişti.Ben kendi adıma bu Oluşuma bakarken güçlü bir vicdan ve güzellik görüyorum,arada kalan yada geleneklerin dışına taşıp aşağılama ve küçümseme ile tepkilerini dile getirenler vicdanlarının sesine kulak vererek korkmadan, tabloya belli bir mesafeden tekrar bir baksınlar , mesafe görünmeyen bir çok detayı bambaşka bir anlama büründürebilir.