STANİSLAV TARASOV “ERDOĞAN, PUTİN İLE DİYALOG FIRSATINI HÂLÂ ELİNDE TUTUYOR MU? TÜRK TURİZMİNİ BEKLEYEN RİSKLERİN NE ANLAMA GELDİĞİNİ AÇIKLAMANIN ANLAMI VAR MI?”
14/04/2021. Moskova. 14 Nisan 2021. REGNUM. Stanislav TARASOV. Foto: Ivan Shiloe. Çeviri: Fatih Atan (A’tanba – Тванба). Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ukraynalı mevkidaşı Vladimir Zelensky ile yaptığı görüşmelerin ardından oluşan “tuhaf durumdan” kurtulmaya çalıştığı ortaya çıkan açıklamaları ile, Moskova'ya olumlu sinyaller göndermeye başladı. “Rusya ile sürdürdüğümüz diyalog kanalları bölgemizdeki krizlerin tehlikeli boyutlara gelmeden önlenmesinde koşullar ne olursa olsun önemli bir rol oynadı” dedi. Böylece o “kırmızı çizgiyi” geçmediğini açıkça ortaya koyuyor.
Rusya yönetimi, 15 Nisan - 1 Haziran arası Rusya’nın Türkiye ile olan hava trafiğini sınırladı. Tur operatörlerinin bu ülkeye kupon satışını askıya almaları önerildi. (Rusya yönetimi tarafından, Rus turistlere, tatillerini geçirmeleri için Kırım ve Abhazya’ya gitmeleri çağrısında bulunuldu – abhazyam. com). Rusya Halk Sağlığı Hizmetleri Başkanı Anna Popova “Türkiye'de coronavirüsle ilgili durum çok hızlı bir biçimde karmaşıklaşıyor, coronavirüsün mutasyona uğramış biçimlerinin çoğu Rusya'ya bu ülkeden getirildi” açıklamasında bulundu. Buna karşılık olarak, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yeni coronavirüs vakalarındaki artışla (bugün için Türkiye’de, günlük tespit edilen enfeksiyon vakalarının sayısı rekor düzeye ulaştı - 50 binin üzerinde) bağlantılı olarak kısıtlayıcı önlemlerin sıkılaştırıldığını duyurdu. 13 Nisan'da başlayan Müslümanların kutsal ayı Ramazan içerisinde. daha önceleri aralarında İstanbul, Ankara, Antalya, Muğla'nın da bulunduğu 81 ilden 58'inde enfeksiyon sayısındaki artış nedeniyle hafta sonları sokağa çıkma yasağının yeniden başladığını söyledi. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'ya göre, Türkiye'deki toplam kayıtlı hastalık vaka sayısının% 40'ı, “ülkenin konumunu belirleyen” Türkiye'nin en kalabalık şehri olan İstanbul'da bulunuyor.
Yani bütün bu gelişmelere bağlı olarak, Rusya'nın hava trafiğine kısıtlamalar getirmesi için nesnel gerekçeler bulunuyor. Ancak kronolojik olarak epidemiyolojik sorunlarla örtüşen siyasi nitelikte nüanslar da varlığını koruyor. Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelensky'nin Türkiye ziyareti ve Donbass'taki durumun ağırlaştığı sırada Erdoğan'la yapmış olduğu görüşmelerden söz ediyoruz. Bu bağlamda, pek çok Türk uzmanının Erdoğan'a “Moskova'da Ukrayna-Türkiye karşıtı bir Rus karşıtı cephe kurulmasını desteklediği hissini yaratmamak için Zelensky ile ince bir diplomatik ilişki yönetmesini” önermesi tesadüf değildir. Ve Erdoğan, Zelensky ile görüşmelerin arifesinde Rus mevkidaşı Vladimir Putin ile Doğu Ukrayna'daki durumu görüştüğünde, her şey buna doğru gidiyor gibiydi. Ancak başlangıçta, Cumhuriyet gazetesinin Türkçe baskısının yazdığına göre şu durum ortaya çıktı. Diğer taraftan, Erdoğan, Minsk anlaşmalarının Donbass'ta uygulanmasının gerektiğini destekleyerek şunları söyledi: “Doğu Ukrayna'daki durumla ilgili görüş alışverişinde bulunduk. Mevcut krizin siyasi, diplomatik ve uluslararası hukuk çerçevesinde çözülebileceğine inanıyoruz. Şiddeti tırmandırmanın ve gerginliğin bir an önce azaltılmasını ve Minsk anlaşmaları çerçevesinde barışın yeniden tesis edilmesini istiyoruz. Bu süreci desteklemeye hazırız.”
Öte yandan Erdoğan, Kiev'in NATO'ya girişine destek verdiğini söyleyerek, Kırım'ın Ukrayna'ya ait olduğunu belirterek, Fransa, İngiltere, Almanya, Kanada ve ABD'yi de içeren “Kırım Platformu” na katıldı. Ukrayna’ya insansız savaş uçağı temini anlaşmasında bulundu. Erdoğan, aynı zamanda, Ukrayna ile askeri-teknik işbirliği başta olmak üzere ülkeler arasındaki koordinasyonu güçlendirme niyetinden söz ederken, “bu girişimin üçüncü ülkelere yönelik olmadığını”, yani elbette Rusya'yı da güvence altına aldığını anlatmış oldu. Genel olarak, Türkiye cumhurbaşkanının Ukrayna ile ilgili konumunda hiçbir yenilik bulunmuyor. O, Ankara’nın, Kırım'ın Rusya'ya katılımını tanımadığını ilk kez ifade etmiyor; Ekim 2020'de Zelensky ile yapılan görüşmelerin ardından böyle bir açıklama çok önceden yapılmıştı. Bu nedenle, sonuç şudur: Birleşik bir Türk-Ukrayna Rus karşıtı cephenin ortaya çıkışından söz etmek pek mümkün değildir, bunun yerine Türkiye'nin Ukrayna kartını kendi çıkarları için oynama arzusuyla ilgilidir. Ve işte Medya Günlüğü yayın organı bu gelişmelerin sonuçlarını şöyle açıklıyor: “Rusya'dan Türkiye'ye uçuş yasağının ilanından sadece birkaç saat önce, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Ukrayna'ya Türk insansız hava araçlarının tedariğine ilişkin bir soruyu şöyle yanıtlıyor “Moskova Türkiye'yi ve diğer ülkeleri Kiev'in askeri duygularını heveslendirecek destek girişimleri konusunda uyarıyor” dedi. Lavrov sözlerini şöyle sürdürdü: “Hemen hepimiz iletişim kurduğumuz sorumlu ülkelerden olan, Türkiye’nin de onlardan biri olduğunu belirteceğim, var olan durumu, Kiev rejiminin sürekli militarist açıklamalarını analiz etmenizi şiddetle öneriyoruz ve onları bu militarist duyguları beslememeleri konusunda uyarıyoruz” vurgulamasında bulundu.”
Ve Mısır gazetesi Al-Ahram'a verdiği röportajda Lavrov, Rusya'dan Mısır'ın Şarm El-Şeyh ve Hurghada tatil beldelerine “yakın bir gelecek içerisinde” Charter uçuşlarının başlayabileceğini belirtmesinin Türkiye’ye “Moskova üzerinden bir uyarı” olarak algılandığı belirtiliyor. Sonuçta Erdoğan, jeopolitik dengeleri korumaya çalışarak hem bizim hem de sizin prensibine dayalı çok vektörlü bir politika izliyor. Moskova uzun zamandır onun bu diplomasisine alışmış durumda. Şimdi, Zelensky ile yapılan görüşmelerin ardından oluşan görünüme göre, tuhaf durumdan çıkmaya çalışan Türk cumhurbaşkanı, Moskova'ya olumlu sinyaller göndermeye başladı “Rusya ile sürdürdüğümüz diyalog kanalları bölgemizdeki krizlerin tehlikeli boyutlara gelmeden önlenmesinde koşullar ne olursa olsun önemli bir rol oynadı” dedi. Böylece o “kırmızı çizgiyi” geçmediğini açıkça ortaya koyuyor, ve eğer Zelensky ile istediği “olumlu diplomasi” yi başaramadıysa, Ankara'nın henüz konuşmamayı tercih etmesine neden olan bazı koşullar vardır. Kısacası, Erdoğan hala Moskova ile diyalog kurma fırsatını ve Antalya, Bodrum ve Marmaris, İstanbul ve İzmir'de Türk misafirperverliğini gösterme fırsatını elinde tutuyor.
Ancak, Rusya ile Türkiye arasındaki hava trafiğinin kısıtlanmasından sonra bunu nasıl ve ne zaman yapabilecekler? Bu gelişmenin, Türk turizm sektörü için nasıl bir risk ile dolu olduğunu açıklamanın bir anlamı bulunmuyor.
Kaynak: https://regnum.ru/news/polit/3242335.html
www.abhazyam.com