STANİSLAV TARASOV “NATO’NUN ŞU AN İÇİN GÜRCİSTAN’A AYRICAK ZAMANI YOK, PHİLİPPE RICEOUR’A GÖRE RUS SALDIRGANLIĞINA VE ÇİN SORUNUNA BİR YANIT BULMAK İÇİN TOPLANIYOR!”
14/06/2021. Moskova. 13/Haziran 2021. REGNUM. Stanislav TARASOV. Harita: Ssolbergj. Çeviri: Fatih Atan (A’tanba – Тванба). Gürcistan, Brüksel'deki NATO zirvesine davet edilmediği gibi, kendisine Kuzey Atlantik İttifakı'na üyelik için bir Eylem Planı da verilmedi. Pek çok Batılı uzmana göre buradaki sorun, Tiflis'in “NATO üyelik kriterlerini karşılamada herhangi bir başarı elde etmemiş olması değil, onun Rusya ile komşu olması” olarak belirtiliyor.
Tiflis NATO zirvesine davet edilmemiş olmasına rağmen asıl konu, Gürcistan'ın 14 Haziran'da Brüksel'de başlayacak olan zirveden NATO'ya ne zaman katılabileceği sorusuna yanıt beklediğidir. Bütün bunlara rağmen, Tiflis NATO zirvesine davet edilmedi. Brüksel’deki görüşmelere sadece NATO üyesi ülkeler katılacak. Bu bağlamda, Gürcistan Dışişleri Bakanı David Zalkaliani, Brüksel'de Tiflis'in (ve Kiev'in) olmamasıyla bağlantılı olarak karamsar duygular uyandıran “belirli yıkıcı güçleri” eleştiren özel bir açıklamada bulundu. Ona göre, bu tür gelişmeler, “yıkıcı güçler” tarafından oluşturulan bir tür “manipülasyon”, çünkü 2021 zirvesi, 2022’de yapılacak olan Atlantik Zirvesinde, Gürcistan dahil NATO’ya üye olacak olan ülkelerin davet edileceği ortak toplantıya “hazırlık” toplantısı.
Bu Gerçek mi? Karşılaştırma yoluyla çok şey öğrenilebilir. Temmuz 2018'de Brüksel'de düzenlenen NATO zirvesine Tiflis'in davet edildiği konusu, zirve sonuç bildirgesi metninde 18 kez söz edilmişti. Ardından, onu adres olarak belirten açıklamada - ülkenin toprak bütünlüğüne destek, Gürcistan'ın gelecekteki ittifaka katılımına ilişkin 2008 Bükreş zirvesinde alınan kararın geçerliliğini koruyacağına dair güvenceler, ülke içerisinde yapılan “reformlarda elde edilen” başarılarda “önemli ilerleme”nin ve kendisinin de bir parçası olduğu ilan edilen Avrupa-Atlantik güvenliğinin inşasındaki önemini belirten ve şu anda “görev başında” olarak algılanan tüm tezler telaffuz edildi. Ancak o zaman bile Tiflis'in NATO'ya girişi için belirli bir tarihten söz edilmedi. Ve şimdi kimse NATO zirvesinin sonuç bildirgesinde Gürcistan'ın kaç kez anılacağını ya da hiç bahsedilip edilmeyeceğini bile bilmiyor. Daha önce NATO Genel Sekreteri'nin Kafkaslar ve Orta Asya Özel Temsilcisi olarak görev yapan James Appathurai, Georgian First Channel'a verdiği bir röportajda, ittifakın, açık kapı politikasının etkinleştirilmesi ve Gürcistan'ın NATO'daki Üyelik Eylem Planı'nın (MAP) sağlanması konularını tartıştığını söyledi.
Appathurai, “2021 zirvesindeki açık kapı politikasının zirve bildirisinin hazırlanmasında tartışılan konulardan biri olacağına eminim” vurgulamasında bulunuyor. Ancak Tiflis'in Brüksel'e davet edilmemesine karar verilmesi, ittifaka üyelik konusunda beklenen bir kararın olmadığını gösteriyor. ABD'nin eski Rusya Federasyonu büyükelçisi Michael McFaul’un önceden haber vermiş olduğu, Cenevre'de ABD ve Rusya Başkanları Joe Biden ve Vladimir Putin arasında yapılacak olan toplantıda Amerikan liderinin Gürcü konusunu gündeme getireceğini belirttiği konu tam da bu değildi. Brüksel'de Tiflis için bir atılım yapmayacak. Bu konu, Amerikan Miras Vakfı “Heritage Foundation” tarafından hazırlanan ve NATO'nun görevinin artık “Gürcistan ile ilişkileri güçlendirmeyi” ve sadece “ittifak üyeliği yolunda” onu “korumayı” içerdiğini belirten özel bir raporla da kanıtlanmaktadır. Rapor aynı zamanda bir dizi temel yeniliği de listelemektedir.
İlk olarak, Gürcü yetkililerin özel açıklamalarına atıfta bulunularak, Tiflis'in “bir uzlaşmaya dayalı olarak NATO üyeliğinin NATO tüzüğünün 5. Maddesinin, Rusya’nın işgali atında bulunan iki bölgesinin barışçil bir biçimde çözülecene kadar geçersiz kılanabileceği konusunda bir anlaşmadan memnun olabileceği” belirtiliyor. İkincil olarak, “NATO-Gürcistan komisyonunun NATO'nun Gürcistan ile ilişkilerinin ciddiyetini göstermek için dışişleri bakanları düzeyinde değil, devlet veya hükümet başkanları düzeyinde daha fazla toplantı yapması Tiflis'i memnun edecektir.” Üçüncül olarak, bugün için böyle bir terminoloji kullanılmadığından dolayıdır ki, Avrupa ülkelerini Rusya'nın “Tskhinval bölgesindeki ve Abhazya'daki askeri varlığını” bir işgal olarak nitelendirmeye zorlamak için bir çağrıda bulunmak var.
Heritage Foundation'a göre, Gürcistan ile NATO arasındaki ilişkilerdeki bozulma sürecini yalnızca bu yaklaşım durdurabilir. Ancak neden her şey bozulmaya başladı? Birçok Batılı uzmana göre sorun, Gürcistan'ın NATO üyeliği kriterlerini yerine getirmede herhangi bir başarı elde edememiş olması değil, onun Rusya ile komşu olması olarak belirtiliyor. Bundeswehr askerlerine “Almanya Silahlı Kuvvetleri – abhazyam.com” ders veren Profesör Carlo Masala, “Gürcüler kendi jeostratejik konumlarının kurbanı. Moskova, 2007-2008'de Gürcistan'ın NATO'ya katılmasına göz yummayacağını açıkça belirtti. Baltık ülkeleri ittifaka katıldığında ise durum farklıydı, o zaman Rusya zayıf durumaydı. Ve şimdi NATO'da kimse Tiflis için canını vermeye hazır değil, Gürcistan'ın ittifaka girmesiyle ilgili müzakereler bile öngörülemeyen sonuçları olabilecek olan olayları kışkırtabilir.” Dedi.
Bu arada, Amerikan yayın organ The National Interest geçenlerde bu konuyu gündeme getirdi. The National İnterest, Rusya sınırındaki yeni ülkelerin NATO'ya kabulü konusunda Beyaz Saray'da hararetli bir tartışmanın sürdüğünü yazdı. Birincil olan ve belki de konumun özü, “böyle bir kararın son derece dar görüşlü olacağı ve nihayetinde ABD'nin ulusal çıkarlarına ciddi şekilde zarar vereceği”dir. Gazete, “ABD, gerekli ise, ancak kendi güvenliğini sağlamak için askeri ittifaklara girmelidir. NATO üyeliği, yalnızca varlığı ABD'nin ulusal güvenliği üzerinde olumlu bir etkisi olabilecek ülkelere verilmelidir. Bazılarının önermiş olduğu, Gürcistan veya Ukrayna'ya ittifak üyeliği verilmesi, ABD güvenliğine hiçbir biçimde yardımcı olmayacak ve şüphesiz onlar için stratejik risklerin sayısını artıracaktır” diye yazıyor.
Aynı zamanda ABD, Güney Kafkasya'da “artan gerilim” durumunu sürdürme niyetinde ve “Rusya'nın bu bölgedeki politikasını bir savaşa yol açmadan sınırlamak” için sürekli olarak Gürcistan'a NATO üyeliğini vaat ediyor. Buna karşılık olarak, Tiflis ise, ittifaka, onu Güney Kafkasya sisteminden çıkaran ve neredeyse “bölgedeki tek demokratik devlet olarak, diğer komşu ülkelerde de demokratikleşme sürecini başlatabileceği” rolüyle dayatmada bulunuyor. Aynı zamanda Gürcistan, ülkesini sadece Rusya'dan değil, aynı zamanda son derece önemli bir bölgesel boyut anlamında saldırı altında tuttuklarının da farkında değil. Böylece Güney Kafkasya'nın doğrudan NATO'nun hayati çıkarlarının bir bölgesi olmadığı, ancak ittifakın, Gürcistan'ı da “ikame etmiş olduğu” ve Azerbaycan, Ermenistan ve Türkiye'nin de içerisine katılımıyla çeşitli kombinasyonlar oluşturmaya çalıştıkları ortaya çıkıyor.
ABD'nin Avrupa ve Avrasya İşlerinden Sorumlu Bakan Yardımcısı Philippe Ricoeur tarafından bölgeye yakın zamanda yapılan bir ziyaret, Washington'un Tiflis için Güney Kafkasya'da yeni bir yer aradığını gösteriyor ve onu “NATO üyeliği olmasa bile tüm Karadeniz bölgesinde önemli bir ABD ortağı” haline getireceğine dair yeni vaatlerle teselli ediyor. Bu sözler içerisinde. Pratikte, Ricoeur, Brüksel'de yapılacak olan zirveyi “Rus saldırganlığına ve Çin sorununa bir yanıt bulmak” açısından “en önemli toplantılarından birisi” olarak nitelendirdi. Şu an için, Brüksel'de Gürcistan’a ayrılacak zaman yok ve ittifakla işbirliği umutları hakkında olabilecek olan çok şey daha sonralara bıraklıyor.
Kaynak: https://regnum.ru/news/polit/3295571.html
www.abhazyam.com